18 Kasım 2012 Pazar

Darbe nedeni 'Erkek Fatma'!

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun 12 Eylül’ü araştırmakla görevlendirdiği alt komisyon, 479 sayfalık rapor hazırladı. İlginç analizlerin yapıldığı raporda, darbeleri ‘erkek egemen’ kültürün beslediğine vurgu yapıldı DARBECİ PROFİLİ Şüpheci ve vicdansız: “Darbeci hepimizin yakından bildiği, gündelik hayatta örneğini çokça gördüğümüz kişiliğe sahiptir. En öne çıkan özelliği her şeyi kendisinin bildiğini, toplumun güdülmesi gereken bir sürü olduğunu düşünmesidir. Darbeciler ülkenin nasıl kurtulacağının yegâne reçetesinin kendi kafalarının içinde olduğu saçmalığına inanacak kadar kendilerine ve güce tapınırlar. Bu “her şeyi ben bilirim”cilikleri, toplumu küçümseyen tavırları onları sevimsiz, ruhsuz bir çehreye büründürür. Darbecilerin ikinci özellikleri, şüpheci ve vicdansız oluşlarıdır: Herkesten kendilerine karşı oldukları konusunda şüphelenirler ki aslında haklıdırlar, kimse onları gerçekte sevmemektedirve şüphelerini yatıştırmak için olmadık zulümlere başvururlar ve yaptıklarından asla suçluluk ve vicdan azabı duymazlar, zulümlerini hep meşru görürler.” DARBE KÜLTÜRÜ Kaynağı şiddete övgü: (Dört dörtlük şiddet kültürünün darbecilere arayıp da bulamadıkları darbe zemini oluşturduğu belirtilerek) “Kahramanlarımızı hâlâ savaşçılardan seçiyoruz. Böylesine debdebeli asker uğurlama törenleri dünyanın başka hiçbir yerinde yapılmıyor. Kültürümüzde savaşçılıkla erkeklik özdeş. Savaşçı ruh, bakışlara, bedenin hareketlerine ve pozlarına sinmiştir. Toplum, erkek hatta kız çocuklarında savaşçı zihniyetin ve erkeklik olarak algılanan yiğitlik, cesaret gibi değerlerin yerleşmesini desteklemektedir. “Er-lik” ve “delikanlılık”, cinsel kimliği değil, erkeklerde ve kızlarda savaşçılığı belirten ifadelerdir. “Erkek gibi kadın” sözü, belki yalnızca Türklerin kültürel coğrafyasında övgü olarak kullanılmaktadır. “Erkek Fatma”, “Şoför Nebahat” gibi film adları, başka kültürlerde cinsel kimlikle ilgili bambaşka çağrışımlar yaparken, kültürümüzde yiğitlik, cesaret gibi olumlu çağrışımlar uyandırır.” DARBE SONRASI İNSAN İşkencede fışkıran kan: “Topluca maruz kalınan travmalar, kusup insanlığımızı dışarı atmayı isteyecek kadar bizi insan yapan tüm hissiyatımızı paramparça eder. Bize topluca reva görülen travmatik eziyetin acısının, zalimin aşağılayıcı tükürüklerinin, işkencede fışkıran kanımızın yanı sıra insanlığın dışına atılmayı arzulayan kendi kusmuğumuz da kimliğimize yapışır. İnsana da insanlığa da güvenimiz kalmaz.” DARBE TOPLUM Emeklemeye zorlama: “Darbeler, toplumsal dinamiklerin kendiliğinden akışının önüne set çeker ve toplumu adeta çocuklaştırırlar. Şimdi tüm gençleri, yetişkinleri, eli ayağı tutan herkesi, bir kararla sadece emekleyerek yürümeye zorlasak, toplumsal hayatta nasıl bir keşmekeş ve gerileme olursa, darbe dönemleri de aslında toplumsal dinamikleri ve toplumsal psikolojiyi o hale getirir ve bu durumdan kurtulmak yıllar ama yıllar alır.”  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder