19 Kasım 2012 Pazartesi

Erzurum'da blues festivali

Palandöken Dağı'ndaki Polat Renaissance Otel'de bu yıl 23'üncüsü düzenlenen etkinlik kapsamında ilk olarak sahneye, 2009 Blues Müzik Ödülleri'nde ''en iyi yeni sanatçı'' ödülünü alan Cedric Burnside çıktı.Teksas blues tarzının en önemli temsilcileri arasında gösterilen Smokin Joe Kubek ve Bnois King'in özel gitar performansı geceye katılan müzik severleri coşturdu.Grammy ve Emmy başta olmak üzere çok sayıda uluslararası organizasyonda ödüle layık görülen armonika blues üstadı Billy Branch ve grubu The Sons of Blues'un da sahne aldığı gecede, davetliler gönüllerince eğlendi.     Branch'ın özel konuğu olan Mississippili blues sanatçısı Zora Young'un performansı da büyük ilgi gördü.Öte yandan blues festivali Erzurum'un ardından Trabzon, Ankara, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, İstanbul, Edirne, Çanakkale ve İzmir'de gerçekleştirilecek konserlerle son bulacak. AA

20 yıl sonra bir ilk!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, resmi bir ziyarette bulunmak üzere Suudi Arabistan'a gitti.Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez bu düzeyde gerçekleşen ziyaretle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan haberde şöyle denildi: "Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, resmî bir ziyarette bulunmak üzere Suudi Arabistan'a gitmişlerdir."DHA

Açlık grevini bitirmek için İmralı'ya gidildi mi?

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, açlık grevlerinin sona erdirilmesi sürecinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı'da görüşüldüğü iddialarına ilişkin, ''Devletin istihbarat birimleri, güvenlik güçlerimizin ve terörle mücadelede sürdürülen politikaların gereği, ihtiyaç duyulduğu zaman ve zeminde bu görüşmeler yapılır demiştik geçmişte. İhtiyaç duyulan zeminde bunlar yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır. Bu anlamda yeni bir durum değildir'' dedi.Ergin, seçilen Yargıtay ve Danıştay üyelerinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundaki mazbata töreninden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sonlandırılmasının ardından tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumuna ilişkin bir soru üzerine Ergin, ceza infaz kurumlarında açlık grevi eyleminde bulunanların önceki akşam başlayan ve dün sonlanan bir süreçte eylemlerini bitirdiklerini söyledi. Açlık grevine ilk başlayanların grevinin 67-68 günü bulduğunu ifade eden Ergin, onlardan başlamak üzere normal şartlara dönüş için Sağlık Bakanlığı'nın yoğun gayretle çalıştığını anlattı. Uzman doktorlar kontrolünde herhangi bir komplikasyon çıkmaması için gerekli çalışmaların yapıldığını ve yapılmaya devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:''O anlamda bu şekilde sonuçlanmış olması memnuniyet verici esas itibarıyla zaten böyle bir yöntemin demokratik bir yöntem olmadığı konusunda hemfikiriz. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü de aynı şeyin altını çizmişti hatırlarsanız. Bu anlamda demokratik katılım yolları, demokratik çözüm kanalları ve siyaset kanallarının açık olduğu bir yerde bu tip eylemlerin savunulması mümkün değil diye düşünüyorum. Kaldı ki bu eylemlerin kaynağında zaten cezaevi koşulları yoktu. Cezaevi ile ilgili olmayan konularla ilgili yapılan bir eylemdi. Netice itibarıyla dün sonlanmış olmasından duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum.''''İmralı'da aile ile ilgili herhangi bir engelleme yok''Süreçte terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı Cezaevi'nde görüşme yapılıp yapılmadığı ve Öcalan'ın aile mensuplarıyla görüştürülüp görüştürülmediği yönündeki sorular üzerine Ergin, aile mensuplarının girişiyle ilgili herhangi bir sorun olmadığını ve bunun defalarca ifade edildiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konunun altını çizdiğini, kendisinin de birçok kez bu yönde açıklamaları olduğunu hatırlatan Ergin, ''Cezaevinde, İmralı'da bulunan altı kişinin aile mensupları, cezaeviyle ilgili kendilerine tanınmış olan yasadan kaynaklı haklar, bunlar kullandırılıyor. O anlamda herhangi bir engelleme söz konusu değil. Yalnız Öcalan'ın avukatlarına ilişkin bir süredir uygulanan bir durum vardı. Onunla ilgili sıkıntılar var ama onun dışında cezaevi koşullarıyla ilgili İstanbul Silivri'dekiler hangi şartlardan istifade ediyorsa Ankara Sincan F tipindekiler hangi şartlardan yararlanıyorlarsa İmralı'da da aynı rejim geçerli'' diye konuştu.Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülüp görüştürülmeyeceği sorusuna karşılık Ergin, bunun önümüzdeki süreçte görüleceğini ifade etti. Bir başka gazetecinin ''Süreçte Öcalan ile görüşme oldu mu?'' sorusuna ise Ergin, şu yanıtı verdi:''Zaman içinde defalarca ifade ettik, devletin istihbarat birimleri, güvenlik güçlerimizin ve terörle mücadelede sürdürülen politikaların gereği, ihtiyaç duyulduğu zaman ve zeminde bu görüşmeler yapılır demiştik geçmişte. İhtiyaç duyulan zeminde bunlar yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır. Bu anlamda yeni bir durum değildir. Yıllar önce de sorulan bu soruya aynı cevapları verdiğimi hatırlıyorum. Bugün de aynı noktadayım.''Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan üç Cumhuriyet savcısının Yargıtay'daki yargılanmalarının ardından beraat etmelerine ilişkin görüşlerinin de sorulduğu Ergin, gerekçeli kararı görmeden yorum ve tahlil yapmanın doğru olmadığını söyledi. Ergin, dava ile ilgili gerekçeli karar ortaya çıktıktan sonra değerlendirme yapacağını belirterek, ''Cevapsız hiçbir soru kalmaz. Hiç kimse merak etmesin'' dedi. 

Erdoğan'ın uyarısı salonu kahkahaya boğdu

Türk-Mısır İş Forumu’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tercümana seslenip uyarması salondakileri kahkahaya boğdu. Erdoğan, zamanında Türk bankalarının içinin nasıl boşaltıldığını anlatırken tercümana seslenip "Bakın 'söğüşlenmiş' diyeceğim. Bunu iyi tercüme edin! Bu kelimenin Arapçası var mı bilmiyorum" sözleri, salondakileri güldürdü.  

FEMEN kızları dayak yedi

DIŞ HABERLER SERVİSİ Eşcinsel evliliğine ve eşcinsellerin evlat edinmesine izin veren yeni yasa hazırlığı Fransa'da tartışmalara neden oluyor. Dün Paris, Lyon, Marsilya ve Tulus gibi büyük şehirlerde toplanan on binlerce Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande’ı ve yasayı protesto etti. Paris'teki gösterilere ise FEMEN grubu üyelerinin karşı eylemi damga vurdu.  Galeri için tıklayınız... FEMEN KIZLARI TARTAKLANDI Koyu Katoliklerin yaptığı miting sırada, FEMEN aktivistleri rahibe kostümleri ve pankartlarla karşı eyleme girişti. Bu sırada iki grup arasında arbede yaşandı. Bazı FEMEN üyeleri, Katolik protestocular tarafından tartaklanırken, güvenlk güçleri araya girerek olayların daha da büyümesine engel oldu.  

Erdoğan Birand için gece yarısı Eyüp Sultan'da dua etti

Can Dündar'ın kaleme aldığı Mehmet Ali Birand'ın hayatının anlatıldığı "Birand: Bir Ömür, Ardına Bakmadan" isimli kitapta Başbakan Erdoğan'la ilgili çok ilginç bir ayrıntı yer alıyor. Kitapta Birand'ın pankreas kanseri olduğu dönemde Erdoğan'ın kendisini arayarak Eyüp Sultan'da dua ettiği anlatılıyor.

ERDOĞAN BİR GECEYARISI EYÜP SULTAN'A GİDİP BİRAND İÇİN DUA ETMİŞ

Gazeteci Mehmet Ali Birand'ın yaşam öyküsünün anlatıldığı kitapta yakın bir zaman önce kanser olduğunu öğrenen usta gazeteci ile Başbakan Erdoğan arasında geçen ilginç bir diyalog yer alıyor. Aktarılanlara göre Erdoğan, usta gazeteciyi moral vermek için aramış ve kendisi için Eyüp Sultan'da dua ettiğini ifade etmiş.

İşte kitapta anlatılan o bölüm:

ERDOĞAN ARAYIP "SANA DUA ETTİM" DEDİ

"Her gazetede kendisini seven sevmeyen köşe yazarları, düşmanları, dostları, yetiştirdiği evlatları, ondan sevgi sözcükleriyle bahsediyor, zamanında en sert laflarla kendisine saldıranlar özür diliyor, her partiden her görüşten parti liderleri, politikacılar övüp moral veriyordu. Arayanlar arasında Başbakan Erdoğan da vardı. 'Geçmiş olsun' dedikten sonra çok ilginç bir sır verdi: 'Ameliyatından önceki gece, gece yarısı uyandım. Zorladım, uyku tutmadı. Baktım Emine Hanım da uyumuyor. Kalktık. Kızımızı da aldık. Gecenin o saatinde Eyüp Sultan'a gittik. Orada sana dua ettim.' Birand, bundan çok etkilendi."

Hakkari'de yoğun top atışları

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nin Derecik Beldesi'nde bulunan Irak sınırındaki Derecik Beldesindeki Habeşli yaylasındaki operasyonlar devam ederken, bugün sabah saatlerinde askeri birlikler tarafından çatışmanın yaşandığı bölgeye yoğun top atışı yapıldı.

TOP ATIŞLARI 40 DAKİKA SÜRDÜ

Derecik Beldesi'nde bulunan askeri birlikler, dün sabah Irak sınırındaki Habeşli yaylasında operasyon yaptıkları sırada bir grup PKK'lı ile karşılaştı. Güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada 5 asker şehit olurken, 1 asker de yaralandı. Dün akşama kadar hava destekli süren çatışmada 4 PKK'lı öldürülürken, biri yaralı 5 PKK'lı da sağ olarak ele geçirildi. 2 PKK'lı ise kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim oldu. Çatışmanın ardından geniş çaplı operasyonların sürdüğü Habeşli yaylası, bugün sabah saatlerinde de top atışına tutuldu. Derecik Beldesindeki 2. Hudut Taburundan çatışmanın yaşandığı Habeşli yaylasına havan ve öbüs topları atıldı. Beldede rahatlıkla görülebilen top atışları yaklaşık 40 dakika sürdü.

14 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Derecik kırsalında insansız hava araçlarının tespit ettiği 4 terörist daha etkisiz hale getirildi. Böylece dün gündüz saatlerinde başlayan operasyonlarda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 14'e çıktı. Bunlardan 8'i ölü, 6'sı ise sağ ele geçirildi. Operasyon yapılan bölgede teröristlere ait yaşam malzemesi ve mühimmatların bulunduğu 2 sığınak imha edildi. Operasyonlar devam ediyor.

Org. Özel Suudi Arabistan'da

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, resmi bir ziyarette bulunmak üzere Suudi Arabistan'a gitti. Genelkurmay sitesinde konuya ilişkin bir haber yayınlandı.

20 YIL SONRA BİR İLK

Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez bu düzeyde gerçekleşen ziyaretle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada şöyle denildi: "Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, resmî bir ziyarette bulunmak üzere Suudi Arabistan'a gitmişlerdir."

Altaylı: Öcalan Türkiye'nin ikinci siyasi aktörü

ENSONHABER.COM/DETAY HABER Habertürk TV ekranlarında bitirilen açlık grevleriyle ilgili konuların tartışıldığı programda Fatih Altaylı çok konuşulacak bir açıklamada bulundu. 

'TÜRKİYE'NİN İKİNCİ BÜYÜK SİYASİ LİDERİ'

'Açlık grevini bitirin' talimatını veren Abdullah Öcalan'ın çok önemli bir siyasi figür haline geldiğini kaydetti. Öcalan'ın Başbakan Erdoğan'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük siyasi aktörü haline geldiğini öne süren Fatih Altaylı, 'İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan artık akil kürt lider pozisyonuna geçti. Öcalan'ın etkisinin azaldığı ifade ediliyordu ama bunun doğru olmadığı bir konu.' diye konuştu.

"İslamlaştırmayı durdurmaya çalışan bir kahramansın"

DIŞ HABERLER SERVİSİ Norveç’te iki ayrı saldırıda 77 kişiyi katleden ve 21 yıl hapis cezası alan Anders Breivik’in Almanya’da 9’u Türk, 1’i Yunan 10 esnaf ve 1 kadın polisi öldürmeye yardımcı olmaktan hapiste bulunan 'Neo-Nazi Gelini' lakaplı Beate Zschaepe’ye mayıs ayında yazdığı mektubun detayları ortaya çıktı. Der Spiegel Dergisi’nin yayınladığı ve Breivik’in Köln-Ossendorf’ta hapishanede yatan Zschaepe’ye gönderdiği 3 sayfalık mektupta şunlar yer alıyor: “Sevgili kız kardeşim Beate. Militan bir milliyetçi olduğun için yargılanıyorsun. Ancak Almanya’daki çok kültürlülük ve İslamlaşmayı durdurmaya çalışmak için her şeyi yaptın. Kendini bu yüzden kurban ettin. Sen bu yüzden bir kahramansın.” ‘YAĞMUR DAMLASIYIZ’ NSU terör hücresinin cinayetlerini öven Breivik, aynı zamanda Zschaepe’den aşırı sağ propagandası yapmasını istemiş. Breivik mektubunu ise şu cümlelerle bitiriyor: “Kardeşim. Her ikimiz de Avrupa’da büyük bir fırtınayı bildiren ilk yağmur damlalarıyız. Vatanını sevenler ve muhafazakârlar bizimle, yaptığımız işlerle gurur duymalılar.” Mektup, cezaevi yetkilileri tarafından incelemeye alınmıştı.    

Polis son anda yetişmeseydi!

AHT MUHABİRİ NEŞET KARADAĞ'IN HABERİ Adana'da boşandığı eşinin, kızını ABD'ye kaçırması üzerine çalıştığı işyerinde sinir krizi geçiren 31 yaşındaki Z.İ. pencereden atlayarak ölmek istedi. Son anda gelen polis, genç kadını elinden çekip ölümden kurtardı.  GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYINIZ... Z.İ., iddiaya göre 11 yıl boyunca yaşadığı ABD'de eşiyle anlaşamayınca boşandı. Z.İ., kızıyla birlikte Türkiye'ye döndü. İddiaya göre kısa süre önce eski eşinin Türkiye'ye gelip görmek için aldığı kızını ABD'ye kaçırması üzerine Z.İ. bunalıma girdi. Psikolojik tedavi görmeye başlayan Z.İ. geçen hafta İnönü Caddesi'ndeki Özekici Apartmanın 3. katındaki bir işyerinde sekreter olarak çalışmaya başladı. Önceki gün Z.İ. akşam saatlerinde cep telefonuyla görüştükten sonra sinir krizi geçirdi. Büroda patronu olduğu halde yüzlerce kişinin gelip geçtiği yola bakan pencereden sarkan kadın, atlamak istedi. Pencere pancuruna basan kadın, "Kendimi aşağıya atacağım, ölmek istiyorum" diye bağırmaya başladı. POLİS KURTARDI Sekreterinin intihara teşebbüs etmesi üzerine şoka giren adı öğrenilemeyen işyeri sahibi, cep telefonuyla 155 Polis İmdat hattını aradı. Kısa sürede polisler olay yerine geldi. Bu sırada, aşağı katlardaki diş hekimi ve kuaförde çalışan işçiler de genç kadını intihardan vazgeçirmeye çalıştı. Büroya gelen polislerden biri, kadını kolundan tutup yukarı çekerek ölümden kurtardı. Ağlamaya başlayan Z.İ. hastaneye götürüldü. Sakinleştirici iğne yapılan Z.İ. polis merkezine götürüldü. "TEDAVİ GÖRÜYORUM"ABD'de yaşarken eşinden ayrılıp Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını belirten Z.İ., "Boşanmam ve eski eşimin kızımı götürmesi üzerine psikolojim bozuldu. Tedavi görüyorum. Olay günü de patronumla tartıştım. O an kendimi kaybetmişim" dedi. Genç kadın, patronu ile neden tartıştığı konusunda ise polise bilgi vermedi. "ANNESİ EVDEN KOVMUŞ" Bu ifade üzerine Z.İ.'nin ismi açıklanmayan patronu da polis merkezine götürüldü. Z.İ.'nin yanında 2 gündür çalıştığını söyleyen patronu, "Bana söylediğine göre eşi, kızını ABD'ye kaçırmış. Psikolojisi bozuktu. Tedavi gördüğünü söyledi. Olay günü de annesi aramış ?Neden boşandın' diye kızına kızıp, eve gelme demiş. Bu yüzden bir anda çıldırır gibi oldu. Aniden oturduğu yerden kalkıp açık pencere aramaya başladı. Açık olan yola bakan pencereden aşağıya sarktı. O an korktum. Polisi aradım. Yardım etmek istedim. Ama, ?Düşerse, suçlu duruma düşerim' diye düşünerek polisi aramayı uygun gördüm. Allah'tan polis erken gelip kurtardı. Kendisiyle bir sorunumuz olmadı" dedi. Z.İ. evine bırakılırken, patronu ise serbest bırakıldı.

Zekasıyla şaşırtan yarışmacı!

Yetenek Sizsiniz Türkiye'de; yarışmacı olarak jüri karşısına çıkan, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı emekli müdür yardımcısı olan Ersin Çimen hafızasıyla jüriyi büyüledi.Doğuştan görme özürlü olan Çimen müthiş bir matematik zekaya sahip.  Video için tıklayınız...

Korkulan oldu!

BİTLİS'te yolun karşısına geçmeye çalışırken kamyonetin altında kalan Eren Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ömer Erol yaşamını yitirdi. Ömer Erol ve arkadaşlarının bundan 1 ay önce okul çıkışına kavşak yapılması için eylem yaptığı belirtildi. Kaza, bugün sabah saatlerinde Bitlis- Tatvan karayolu üzerinde bulunan Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi önünde meydana geldi. Sınavdan çıkan Eren Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Lojistik bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Ömer Erol, yolun karşısına geçmeye çalışırken, K.B. yönetimindeki 72 DZ 726 plakalı kamyonetin altında kaldı. Erol, ağır yaralı olarak çevredekiler tarafından Bitlis Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, kaza sonrası kaçan şoför K.B., Tatvan'da yakalanıp gözaltına alındı.Ömer Erol hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamazken, kaza haberini duyan yaklaşık 200 öğrenci, okuldan çıkarak hastaneye akın etti.  Ömer Erol ve arkadaşlarının bundan 1 ay önce okul çıkışına kavşak yapılması için eylem yaptığı belirtildi.Kazada ölen Ömer Erol'un cenazesi memleketi Muş'a gönderilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

İşte Öcalan için tahsis edilen yeni römorkör

PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ve yakınlarının her türlü hava şartlarında İmralı Adası’na ulaşımını sağlayacak yeni römorkör, Bursa'nın Mudanya ilçesi Güzelyalı beldesine getirildi.  Video için tıklayınız... Bursa'nın Gemlik ilçesi ile İmralı Adası arasında ulaşımı sağlayan kosterin olumsuz hava koşullarında sefere çıkamaması ve sık sık arızalanması sebebiyle Abdullah Öcalan, avukatları ve yakınları ile görüşme gerçekleştiremiyordu. İmralı Adası'na gidebilmek için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, her türlü hava koşullarında sefere çıkan deniz aracını Adalet Bakanlığı’na tahsis etti. 31 Ekim'de İstanbul'dan Mudanya’ya getirilen römorkörün daha önce İstanbul Boğazı ve Marmara’da gemi kurtarmada kullanıldığı öğrenildi.  Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait römorkör, saatte 30 mil hızla yapabiliyor. Mudanya’daki Güzeyalı Limanı'na getirilen Kıyı Emniyeti'ne ait römorkör, "Tuzla" kosterinin yanına çekildi. 

‘İstanbul kırmızı çizgilerini aşarsa kendine yetemez’

‘Maslak 1453 Projesi’ne karşı çıkan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, “İstanbul’da orman alanlarına sahip çıkmak istiyoruz. İstanbul kırmızı çizgilerine dayandı ve bu sınırı geçerse kendine yetemez” dediKutlu ESENDEMİR / HabertürkAVRUPA'nın en büyük başkenti İstanbul çarpık yapılaşma ve orman talanıyla fethedilmiş durumda. Bunun son örneklerinden birini de geçen hafta Genel Yayın Yönetmenimiz Fatih Altaylı, Gazete Habertürk'te ortaya koydu. Bunun üzerine işadamı Ali Ağaoğlu tarafından, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden esinlenerek adlandırılan "Maslak 1453" konut projesinde kullanmaya kalktığı Fatih Ormanı'ndaki kiracı sözleşmesi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından iptal edildi. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Ağaoğlu'nun "Maslak 1453" projesine, sürecin başlangıcından bu yana karşı çıkıyordu. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman'la buluştuk. Hem projeye itirazlarını hem de İstanbul'da şehircilikte yaşanan sorunları konuştuk. Ağaoğlu, tv reklamlarında, büyük buluşunu izleyiciye, "Evinizin yanında şöyle bir orman olsun istemez misiniz? İşte orman!" sözleriyle duyuruyordu. Neden, kimsenin aklına ormanın yanına böyle projeler yapmak gelmez? Çünkü ormanların kenarında böyle bir yapılaşma hakkı verilmez. Bu çok ayrıcalıklı bir imar hakkı ve buranın bir kamu arazisi olmasını, orman kenarında olmasını bir süreliğine unutsak ve kentin her hangi bir yeri diye düşünsek dahi çok yoğun yapılaşma hakları getiren bir imar planı var ortada. Kentin herhangi bir yerinde yapılmasına izin verilmemesi gereken bir yapılaşmaya ormanın yanında izin veriliyor. Bu olağan dışı ve kabul edilemez durumla ortaya emsali bulunmaz bir iş çıkıyor. Kimsenin aklına gelmez mi böyle bir proje? Tabii ki gelebilir. Ama bu akla gelen projeleri gerçekleştirmek için öncelikle böylesi bir imar hakkını elde etmek gerekir. İşin sırrı burada yatıyor. Projeye siz neden karşı çıkıyorsunuz?Maslak 1453 Projesi'nin bizler için adı, 'Ayazağa Gecekondu Önleme Bölgesi'dir. Biz projenin adı ya da sahibi nedeniyle karşı bir duruş sergilemiyoruz. Biz İstanbul'da her gün gıdım gıdım kaybedilen orman alanlarına sahip çıkmak, kentte başta ulaşım olmak üzere altyapıyı kullanılamaz hale getiren plan değişikliklerinin gerçekleştirilmesini engellemek istiyoruz. Çünkü İstanbul artık kırmızı çizgilerine dayandı ve bu sınırı geçmek demek kendi kendine yetemeyen bir kent olması demek. Bu alan askeri bir alandı. Şu an planda ne olarak görünüyor?Burada hangi inşaat firmasının hangi projeyi gerçekleştirdiği değil, öncelikle buranın sizin de söylediğiniz gibi kamuya ait olması önemli. Kamu arazilerine satılacak birer mal olarak bakma alışkanlığımızı bir kenara bırakmamız gerekiyor. Çünkü bu alanlar tüm kentlilere ait. Bu alan, orman komşuluğunda yer alan bir arazi. Bir askeri alan ve TSK'nın Güneydoğu'da yapılan karakol binaları karşılığında İstanbul'da daha birçok örneğini gördüğümüz TOKİ'ye devrettiği arazilerden biri.'AYRICALIKLI İMAR HAKKIYLA DONATILDI'İmara açılma sürecinde neler yaşandı?Bu alan ilk kez 2009'da TOKİ tarafından yapılan plan değişikliğiyle konut, alışveriş merkezi, özel okul alanlarını içeren bir yapılaşma hakkıyla donatıldı. Bu planlarla mevcut planla verilen yapılaşma koşullarının çok üzerinde yapılaşma hakkıyla donatılıp, ayrıcalıklı imar hakkı verilerek yoğun bir yapılaşmaya açıldı. 2009 yılında yapılan plana açtığımız davada bilirkişi heyeti de bizleri haklı buldu ve planın şehircilik ilkelerine aykırı olduğunu söyledi. Bu rapor ardından da Bakanlığın 2011'de yaptığı planlar ortaya çıktı. İkinci planı da dava konusu ettik ve şimdi İdare Mahkemesinin kararını bekliyoruz. Plan değişikliğinin Ağaoğlu için özel bir anlamı var mı?Bu alan ihaleye çıktığında ihaleyi ilk olarak başka bir firma aldı. Ağaoğlu ihalede ikinci sırada kaldı. Fakat ihaleyi alan firma taahhüt ettiği bedeli ödemeyince ihale Ağaoğlu'nda kaldı. İlk plan ikinci planla benzer yapılaşma hakları içeriyordu. Yani ihaleyi alanın kim olduğu değil, kamu için esasında buradan ne kadar alınacağı önemli. Ama az önce de söylediğim gibi esas sorunumuz kamu arazilerine ille de satılması gereken, özellikle de yapılaşma hakları maksimum hasılatı elde etmek için neredeyse sınırsızlaştırılan mülkler olarak bakmamız. Kimin aldığı ya da hangi projeyi yapacağının çok önemi kalmıyor. Esas olan hasılat oluyor. Ama bugün kazançlı görünen bu tablonun faturasını yine biz ödeyeceğiz.'60 METRELİK KOT FARKI EK YAPILAŞMA DEMEKTİR'Projeyle ilgili temel kaygınız ne? Arazinin düzlenen aşırı eğimli yapısı ve alanın iki noktası arasında 60 metreyi bulan kot farkı, bodrum katların emsal harici, yani planda verilen yapılaşma hakkı harici olması kaygı verici. Buna göre bu alanda neredeyse sınırsız yapılaşma hakkına sahip oluyorsunuz. Çünkü 60 metre ek yapılaşma hakkı demek, ilk 20 katın muaf tutulması demek. Bu örnek esasında karşımızdaki tablonun vahametini anlatmaya yeterli. Tabii bu kaygıya, bu alanın orman kenarında olması ve bu orman alanlarının da yapılaşma baskısı altında kalacağı kaygıları ekleniyor. Proje, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın kararından nasıl etkilenir? Görünen o ki; projeye ait sunulan belgelerde, orman alanın da projenin bir ayağı olacağı ve yalnızca bu alanda konut sahibi olanların kullanımına ayrılacağı belirtilmiş. Ama proje alanı orman değil ve proje, açmış olduğumuz davalarda yürütmeyi durdurma kararı çıkmadığı sürece devam edecek. Bu nedenle projenin bu kararla durdurulması beklenmemekte. 'Taksim Projesi'yle, çok kimlikli olan Beyoğlu seçkinleştirilecek'Yeni Taksim Projesi bittiğinde vatandaşlar nasıl bir Taksim görecek?İstanbulluların önce eski Taksim'i özleyeceklerini söyleyebilirim. Bugüne kadar tüm İstanbulluların mekanı olan kozmopolit, çok kimlikli, çok sesli Taksim'in soylulaştırılması çabasını izliyoruz. Taksim Projesi, Beyoğlu'nda yapımı planlanan, özellikle İstiklal Caddesi üzerinde gerçekleşen ya da gerçekleştirilmesi amaçlanan projelerle değerlendirildiğinde, Beyoğlu'nun seçkinleştirme süreci içinde olduğunu söylemek gerek. Belleklerde yer etmiş bir kültür merkezi olan Emek Sineması'nı alışveriş merkezi yapmak isterken bölgenin en büyük parkı olan Taksim Gezi Parkı'na kültür merkezi inşa etmek, gerçekten büyük bir çelişki.Trafiğin yeraltına alınması yoğun trafiği rahatlatmayacak mı?Tersi bir süreç yaşanacaktır. Yani trafik artacaktır. Çünkü çevre yolları tıkalı bir meydanda böylesi bir kavşak çözümlemesi yaptığınız da kaçınılmaz olarak araçlar bu yolu tercih edecek. Ulaşımda defalarca kanıtlanmış böylesi bir denklem varken bunun adına "yayalaştırma" demek, hedefi saptırmaktan başka bir şey değil. 3. köprü yapılaşmaya neden olacaktırHaliç Metro Köprüsü İstanbul'un siluetlerinden biri oldu. Köprü, bittiğinde İstanbul'a ne katacak ne götürecek?Haliç Metro Geçiş Köprüsü, UNESCO ile karşı karşıya geldiğimiz bir proje. UNESCO, "Yapmayın. Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Süleymaniye Cami'nin siluetini bozacak, yapmanız durumunda sizi tehlike altındaki listeye alırız" dedikçe ısrar ettik. Köprü yapılınca İstanbul trafiğine çözüm olarak önerdiğimiz metro hatlarından biri açılmış olacak, İstanbul için iyi bir işi gerçekleştireceğiz. Ama köprü tasarımındaki ısrarımız nedeniyle hem tarihi yarımada gibi korumak için tüm dünyaya söz verdiğimiz bir alanın siluetini bozacağız, hem de büyük ihtimalle İstanbul, "Tehlike altındaki miras" listesine alınacak. Büyük bir prestij kaybı da cabası.3. köprü İstanbul'da ne gibi değişmeye yol açacak?İstanbul kent makroformunu son 40 yıldır köprüler belirliyor. Köprü ve bağlantı yollarının geçtiği alanlar çok hızlı bir yapılaşma sürecine girdi. Benzer bir senaryo 3. köprüyle de yaşanacaktır. İstanbul, "Kırmızı çizgi" dediğimiz su havzaları ve prman alanlarına doğru bir büyüme eğilimine girecek. Bu da İstanbul'un doğal kaynaklarını tamamen yitirmesi anlamına gelir. Herkes 'Burada yapılaşma olmayacak' diyor ama otuz yıl önce orman alanları işgal edilirken de aynı şeyi söylüyorduk. Bugün o alanları 2B yasasıyla satıyoruz. Yani bu işgali meşrulaştırıyoruz. İstanbul'un ne yazık ki kuzey ormanları ve havza alanları aunı senaryoyu köprüyle birlikte tekrar yaşayacak.  'Siluet bir kentin kimliğidir' Siluet, bir şehir açısından neden önemlidir?Çünkü siluet bir kentin kimliğidir. Kentleri kimlikleri ve kendi özgün yapıları diğerlerinden ayırır ve biricik kılar. New York gökdelenleriyle kimlik bulur. İstanbul'sa alçak katlı birbirinin manzarasını kesmeyen, komşusuna saygı göstererek inşa edilmiş daha mütevazi yapılarıyla. Bugün İstanbul'a denizden gelen yabancı bir kişinin ilk düşüneceği şey İstanbul'un kafasının çok karışık olduğu olacaktır. Çünkü bir kule, bir alçak yapı, bir kule, bir cami ve minarelerinden oluşan, etrafı tamamen denizle çevrili bir kentin plansızlığıdır ortadaki tablo. Tarihi sekiz bin yıl öncesine giden üç imparatorluğa başkentlik yapmış bir kentin siluetini değil, Dubai gibi çölün ortasındaki bir kentin siluetini görüyoruz sanki.Bir kentte gökdelen yapılmaz mı? Neden yapılmasın? Ama nerede yapılacağını, nasıl yapılacağını planlarsınız önce. Bu kent İstanbul ise Boğaz'da ya da Tarihi Yarımada çevresinde değil, kentin iç bölgelerinde tarihi siluetini etkilemeyecek alanlarda yaparsınız.

17 yaşındaki genç annesinin boğazını kesti!

Neşet KARADAĞ (AHT)Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde 39 yaşındaki annesi Nermin D.'yi boğazını keserek öldürdükten sonra bileklerini keserek intihar girişiminde bulunan 17 yaşındaki lise öğrencisi B.D.'nin annesini bir erkekle uygunsuz halde yakaladığı için öldürdüğü ortaya çıktı.Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi B.D.'nin, önceki gün Mimar Sinan Mahallesi'nde oturdukları apartmanda annesini öldürdükten sonra bileklerini keserek intihara kalkışması olayıyla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı. Kapıcının evlerine ekmek getirdiği sırada kapının açılmması üzerine çağırılan polisin kapıyı açtırmasıyla ortaya çıkan korkunç olayda annesini öldürdükten sonra bileklerini kesmiş halde yaralı bulunan liseli B.D.'nin sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi. Cinayet Bürosu ekipleri de, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören B.D.'nin ifadesini aldı."ANNEM BABAMI ALDATIYORDU"B.D.'nin polislere verdiği ifadesinde, annesini bir erkekle uygunsuz halde gördüğü için öldürdüğünü söylediği belirtildi. Babasının Bursa Gümrük Müdürlüğü'nde çalıştığını ve bu yüzden uzun süre eve gelmediğini söylediği belirtilen B.D.'nin, "Annemin babamı aldattığını hissediyordum. Bunu gözlerimle görünce çılgına döndüm. Annemi öldürdükten sonra kendimi de öldürmek için bileklerimi kestim, keşke ben de ölseydim" dediği iddia edildi.B.D.'nin taburcu olduktan sonra annesini öldürmek suçundan adliyeye sevk edileceği belirtilirken, oğlu tarafından öldürülen Nermin D.'nin cenazesi de Adana Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsiden sonra toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Cinayet bürosu ekipleri, olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.

Hakkari'de yoğun top atışı!

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nin Derecik Beldesi'nde bulunan Irak sınırındaki Derecik Beldesindeki Habeşli yaylasındaki operasyonlar devam ederken, bugün sabah saatlerinde askeri birlikler tarafından çatışmanın yaşandığı bölgeye yoğun top atışı yapıldı.Derecik Beldesi'nde bulunan askeri birlikler, dün  sabah Irak sınırındaki Habeşli yaylasında  operasyon yaptıkları sırada bir grup PKK'lı ile karşılaştı. Güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada 5 asker şehit olurken, 1 asker de yaralandı. Dün akşama kadar hava destekli süren çatışmada 4 PKK'lı öldürülürken, biri yaralı 5 PKK'lı da sağ olarak ele geçirildi. 2 PKK'lı ise kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim oldu.Çatışmanın ardından geniş çaplı operasyonların sürdüğü Habeşli yaylası, bugün sabah saatlerinde de top atışına tutuldu.Derecik Beldesindeki 2. Hudut Taburundan çatışmanın yaşandığı Habeşli yaylasına havan ve öbüs topları atıldı. Beldede rahatlıkla görülebilen top atışları yaklaşık 40 dakika sürdü. 14 terörist etkisiz hale getirildiHakkari'nin Şemdinli ilçesi Derecik kırsalında insansız hava araçlarının tespit ettiği 4 terörist daha etkisiz hale getirildi. Böylece dün gündüz saatlerinde başlayan operasyonlarda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 14'e çıktı. Bunlardan 8'i ölü, 6'sı ise sağ ele geçirildi.Operasyon yapılan bölgede teröristlere ait yaşam malzemesi ve mühimmatların bulunduğu 2 sığınak imha edildi. Operasyonlar devam ediyor.AJANSLAR

Babasını vurdu

İddialara göre, Bayındırlık Kalıcı Konutlarında ailesiyle birlikte oturan Mustafa Ö (25) aşırı alkol aldıktan sonra silahını temizlemek istedi. Evlerinin salonunda tabancasını temizleyen Mustafa Ö, salonda oturan babası Köksal Ö’i kazayla vurdu. Tabancanın namlusundan çıkan iki kurşundan biri talihsiz adamın göğsüne diğeri kasığına isabet etti. Evinin salonunda bir anda kanlar içinde kalan Köksal Ö yere yığıldı. Olay yerine çağırılan 112 ekipleri, babanın yaşamını yitirdiğini belirledi. Köksal Ö'in cesedi otopsi yapılmak üzere Asri Mezarlık morguna gönderildi. Köksal Ö’in Körfez 95 Evler’de oğluyla birlikte müteahhitlik yaptığı öğrenildi. Mustafa Ö olay sonrası polis tarafından gözaltına alındı. Polis ekipleri olayın kaza mı cinayet mi olduğunu araştırıyor. (İHA)

Kanada'da uçak düştü

Kanada'nın Manitoba eyaletinde düşen uçakta 1 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.Manitoba'nın başkenti Winnipeg'in 700 kilometre kuzeyindeki Snow Lake kasabası yakınlarındaki çalılık alana düşen uçakta 1 kişi öldü, 8 kişi yaralı olarak çıkarıldı.Kanada Kraliyet Atlı Polisi RCMP'den Lina Karpish, kazadan, uçaktaki yaralılardan birisinin yardım çağrısı üzerine haberdar olduklarını söyledi. Kanada Hava Kuvvetlerine bağlı arama ve kurtarma helikopterlerinin havalanarak olay yerini saptadıklarını bildiren Karpish, 8 yaralının da durumlarının ciddi olduğunu ifade etti.Kazanın bölgedeki olumsuz hava koşullarından kaynaklandığı sanılıyor.AA

Mehmet Ağar: Çuvalla rüşvet teklif edildi kabul etmedim

Darbe komisyonunda ifade veren eski Bakan Mehmet Ağar, Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde başından geçenleri anlattı. Kumarhaneleri kapatmaması için kendisine çuvalla rüşvet teklif edildiğini söyleyen Ağar, parayı kabul etmeyip kumarhaneleri kapattığını söyledi. Bunun siyasi hayatının en şerefli olayı olduğunu dile getiren Ağar, MİT Muhabiri Tarık Ümit'in hala yaşıyor olabileceğini iddia etti.

İşte Ağar'ın o açıklamaları:

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun cezaevinde ziyaret ettiği eski Bakan Mehmet Ağar, 17 yıldır kayıp olan ve öldürüldüğü tahmin edilen MİT muhbiri Tarık Ümit’in, ‘’Yaşıyor olabileceğini’’ söyledi. Ağar ‘’Tarık Ümit halen kayıp.. Ne olduğu belli değil. Belki de dünyanın bir tarafında’’ dedi.

Yenipazar Cezaevinde AKP Kayseri milletvekili Yaşar Karayel başkanlığındaki alt komisyon üyelerinin sorularını cevaplayan Ağar’ın açıklamaları tutanaklara yansıdı. Karayel, Ağar’a ‘’Tarık Ümit, Topal cinayeti, kumarhanelerin kapatılması nedir, ne değildir?’’ diye sordu. Ağar da şu cevabı verdi: ‘’Tarık Ümit cinayet mi, değil mi, kayıp daha. Ne olduğu belli değil. Belki dünyanın bir tarafında, onu bilemiyorum. Ben Emniyet Genel Müdürüydüm. MİT’te muhbirlik yaptığı için MİT’teki Daire Başkanı beni aradı, bilginiz var mı diye sordu. Hiç bilgimiz yok. Bugüne kadar da hiçbir doğru düzgün bir bilgi çıkmadı. Öldürüldüğü söylendi, şuraya gömüldü, buraya gömüldü, hepsi boş çıktı’’

ÇUVALLA RÜŞVET TEKLİF EDİLDİ

CHP Afyon milletvekili Ahmet Toptaş da ‘’Yeşil’’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı sordu. Ağar ‘’ Yeşil, bizde hiç çalışmadı o jandarmayla çalıştı, bilgimiz dahilinde değil. Topal cinayetinde ise bütün araştırmalar yapıldı, en ufak bir kusurumuz olmadığı anlaşıldı. Kumarhaneler, gayrimeşru rantın en önemli alanıydı. Müthiş bir kumar alışkanlığı, herkes malını mülkünü satıp kumarhaneye gidiyordu ve bununla baş edilemeyeceği anlaşıldı’’ dedi. Ağar, kumarhanelerin kapatılmaması için kendisine ‘’Çuvalla rüşvet teklif edildiğini’’ ima etti ve ‘’Çuvalla emanet’’ kelimesini kullandı.

"SİYASİ HAYATIMIN EN ŞEREFLİ HADİSESİDİR"

Ağar, ‘’Üzerimde çok büyük baskı olmasına ve çuvallarla emanetler getirmek isteyenlere rağmen, kumarhaneleri tek imzayla ben kapattım. ‘’ dedi. Bunun üzerine Yaşar Karayel ‘’Sayın Bakan, şu çuvallar işini biraz…’’ diyerek araya girdi ancak Ağar, ‘’Yahu, gerek yok, benden sonra da kimse açmaya cesaret edemedi. Heveslendi herkes ama açamadı kimse. Faturası çok ağır olurdu. Siyasi, hayatımın en şerefli hadisesidir’’ cevabını verdi.

"TÜRKİYE'DE BÜYÜK BİR BELAYI PİSLİĞİ DEFETTİK"

Karayel ise ‘’Bize mektup gönderenler var, kumarhanelerin kapatılması Abdullah Çatlı’ya yeni bir ticaret kapısı açmak için yapılmış. Sonra onun adına kumarhane açılacakmış’’ dedi. Ağar da ‘’Öyle bir kanun mu çıkaracaktık? Bu var ya tarihin en büyük işidir. Benden sonra açmak için çok uğraşan oldu, kimse cesaret edemedi. Bugün lazım mı? Sadece yabancılara mahsus olabilir turizm açısından. Türkiye’de büyük bir belayı, pisliği defettik. Herkesin oturup bize teşekkür etmesi lazım’’ dedi.

"BÜLENT ECEVİT BANA TERTEMİZSİN DEDİ"

Ağar görüşmede Bülent Ecevit ile ilgili bir anısını da anlattı. Hakkındaki Meclis soruşturmasına DSP’nin ret oyu verdiğini ve bu konuda teşekkür için Ecevit’in makamına gittiğini anlatan Ağar, şu ilginç olayı anlattı: ‘’Benim en ufak bir şeyim olsa, beni boğazlar, ciğerimi sökerlerdi. Komisyonda aklanınca teşekkür için Ecevit’e gittim. İstemihan Talay ve Hüsamettin Özkan da vardı. ‘Siz, dürüst, haysiyetli bir devlet adamısınız, sizin kanaatinizle aklanmak benim için şeref. Ailemle size müteşekkiriz’ dedim. Ecevit de ‘ Ben sizi Genelkurmay Maliye ve MİT’ten dibinize kadar araştırdım, tertemiz bir adamsınız. Bunlar gelir geçer, geçmiş olsun. Sen bana varsa bir sigara ver, Rahşan Hanım sigara vermiyor’ dedi. Bir sigara mı aldı, kendisine bütün ikramım da o oldu’’

‘’ÇEVİK BİR, İYİ İNSANDIR’’

Ağar, halen 28 Şubat soruşturmasından tutuklu bulunan enekli Orgeneral Çevik Bir için de ‘’İyi insandır’’ dedi. Komisyon üyesi AKP’li Feyzullah Kıyıklık’ın ‘’Çevik Bir ile, 10 Haziran 1997’de Genelkurmay kozmik odada bir görüşme yaptınız mı ve bazı kararlar alındı mı?’’ sorusuna şu cevabı verdi: ‘’Çevik Bir, 12 Eylül’de Evren Paşa’nın Özel Kalem Müdürüydü. Oradan tanırım. Sempatik ve karizmatik bir adamdır. Daha sonra bütün Generallik süresi boyunca, ilişkimiz kopmadı. Medeni, rantabl, sportmen filan iyi bir insandır. Kızımın vefatından sonra belki bunun bir görüşmesi olabilir. Görüştük de hangi kararı aldık yani öyle bir şey olabilir mi? ‘’

‘’FETHULLAH HOCA MI ENGELLEDİ?’’

Görüşmede CHP’li Ahmet Toptaş da Ağar’a ‘’ Seçim öncesi Erkan Mumcu ile Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisini birleştirme çabalarınız oldu. Son anda bu işten vazgeçildi. Yaygın kanaat , Fethullah Gülen cemaatinin bu işe müdahale ettiği ve bu birlikteliği sağlatmadığı yolundaydı. O gece neler oldu? diye sordu. Ağar ise, ‘’Hayır canım, öyle bir şey söz konusu bile olamaz. Gayet basit, verilen sözler tutulmadı. Partiyi kapatacaklardı, bizim partimize geçeceklerdi ve seçime müştereken girilecekti’’ dedi.

‘’KARILARININ ÜZERİNE‘’

Ağar, ANAP’ın birleşme öncesi 3 milletvekili kontenjanına razı olduğunu, ancak daha sonra çok şeyler istendiğini de belirterek, ‘’Bunlar ilk gelirken 3 mebusluğa razılardı, sonra partinin tapusunu benden istediler. Partiyi kapatmayacaklarını söylediler. Anavatanı karılarının üzerine kurucular vasıtasıyla devam ettireceklerini, seçim sonucuna göre hareket edecekleri söylendi. Ondan sonra da bitti, bu kadar basit’’ diye konuştu.

Şemdinli'de 5 şehit 5 acı hikaye

Dün Hakkari'nin Şemdinli kırsalında PKK'lı teröristlerle girdikleri çatışmada şehit olan beş askerin hikayesi yürek burkuyor. Kimi nişanlı, kimi evli, kiminin küçücük çocuğu yetim kaldı.. Acı haberi alan şehit aileleri fenalık geçirdi.

Saldırıda şehit olan 5 askerin isimleri şöyle: Üsteğmen Gökhan Korkut, Jandarma Üstçavuş Mehmet Bostancı, Jandarma Üstçavuş Bekir Çavuş, Jandarma Astsubay Çavuş Nihat Gün, Uzman Çavuş Bilal Akgün.

ATABERK YETİM KALDI

Hakkariİ’nin Şemdinli ilçesi yakınlarında çıkan çatışmada şehit olan 32 yaşındaki Jandarma Üstçavuş Bekir Çavuş’un acı haberi, hasta olan anne-babasına verilmeden önce sağlık durumları ile ilgili önlemler alındı. Osmaniye’nin Kadirli nüfusuna kayıtlı olan ve Adana’da oturan baba Ali ile annesi Hürü’nün bir süredir rahatsız olduğu belirtildi. Şehit Çavuş’un eşi Eşeme ve oğlu Ataberk’in de Hakkâri’deki evlerinde olduğu bildirilirken, şehidin ailesine acı haberin verilmesinden önce yakın akrabaları bilgilendirildi.

HENÜZ BİR AYLIK EVLİYDİ

Çatışmada şehit olan 5 askerden 25 yaşındaki Jandarma Astsubay Çavuş Nihat Gün’ün memleketi Konya’ya ateş düştü. Astsubay Çavuş Nihat Gün’ün şehit olduğunu haberi, Karatay ilçesindeki ailesine Konya Garnizon Komutanlığı yetkililerince verildi. Acı haberi alan aile fertleri gözyaşına boğuldu. Şehit Gün’ün, 1 ay önce evlendiği ve eşi Fadime Gün’ün Ankara’da yaşadığı öğrenildi. Şehit Gün’ün baba evine ise Türk bayrakları asıldı.

NİŞANLIYDI, HAKKARİ'YE GÖNÜLLÜ GİTMİŞTİ

Şehit düşen Jandarma Üsteğmen Gökhan Korkut’un Antalya’daki baba evine ateş düştü. Aileye acı haberi, Antalya Garnizon Komutanı Tuğgeneral Kemal Korkmaz verdi. Oğullarının şehit olduğu haberiyle baba Veli ve anne Leyla Korkut fenalaştı. Evin önünde hazır bulunan sağlık ekipleri, Korkut çiftine müdahale etti. Haberin duyulmasıyla şehidin yakınları ve arkadaşları, evin önünde toplandı. Şehidin baba evine 3 Türk bayrağı asıldı. Bu yaz nişanlanan 27 yaşındaki Üsteğmen Gökhan Korkut’un, Kayseri’de görevliyken aldığı komando eğitiminin ardından gönüllü olarak 3 ay önce Jandarma Özel Harekât Birliği’nde görevlendirildiği ve Hakkâri’ye gönderildiği kaydedildi. Üsteğmen Korkut’un, Hakkâri’de 2 yıl görev yaptıktan sonra Antalya’da nişanlısıyla evlenmeyi planladığı belirtildi.

AİLESİ FENALIK GEÇİRDİ

Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerler, beraberinde sağlık ekipleriyle birlikte Uzman Çavuş Bilal Akgün’ün merkeze bağlı Dereli Köyü’ndeki babası Mustafa Akgün ve annesi Dilber Akgün’e acı haberi verdiler. Oğullarının şehit olduğu haberi üzerine evden ağıtlar yükselirken, fenalık geçiren aile fertlerine sağlık ekipleri müdahale etti. Baba Mustafa Akgün, “Şehit haberini akşam aldık. Önce vatanımız sonra Türk milleti sağ olsun. Hakkari Yüksekova’daki birliğine döneli üçüncü gündü ve akşam üzeri şehit haberi geldi. Allah’ın rahmeti bol olsun” dedi.

3 YAŞINDAKİ OĞLU YETİM KALDI

Şehit düşen Jandarma Astsubay Üstçavuş Mehmet Bostancı (30), 1.5 yıl önce görev yerine giderken eşi İhsaniye ve 3 yaşındaki oğlu Çağan’ı, eşinin memleketi Yozgat’a bıraktı. Baba evinde kalan İhsaniye Bostancı, eşinin şehit olduğu haberini baba evinde Yarbay Mikail Tek ve İl Müftüsü Nuh Korkmaz’dan aldı. Şehidin kayınpederi Naim Alanyalı, televizyonda şehit haberlerini izledikleri sırada askerlerin geldiğini söyleyerek, “20 gün öncesine kadar buradaydı. 15 günlük izne gelmişti. 3 yaşındaki oğlu Çağan yetim kaldı” dedi. Şehidin Çorum Bayat’taki baba evinde de yas var. Fenalık geçiren şehidin annesi Hacer ve babası Sadık Bostancı’ya sağlık ekipleri müdahale etti.

Orgeneral Erten'in istifasını Necdet Özel reddetmiş

F-4 uçağını Suriye sınırına korumasız ve silahsız olarak gönderen, yeni angajmana göre vur emrini uygulamayan Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Mehmet Erten'in istifa ettiği iddia edildi. Ancak istifanın kabul edilmediği öğrenildi.

Yeni Akit Gazetesi'nden Yiğit Doğaner'in haberine göre, Genelkurmay Karargahı yeni bir kuvvet komutanı istifasına sahne oldu. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten , Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e istifasını sundu. Org. Özel'in istifa mektubunu reddettiği öğrenildi.

BİRDEN FAZLA KAYNAK DOĞRULADI

2012 Yüksek Askeri Şurası kuvvet komutanları açısından sakin geçerken, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Erten'in emekli edileceği yönünde beklenti oluşmuştu. 28 Aralık 2011'de gerçekleşen Uludere Olayı'nda gösterdiği komuta zafiyeti nedeniyle Erten'in emekli edileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in olay esnasında Hava Kuvvetlerinde üst düzey komutanların görüntüleri izlediğini söylemiş ve Erten'i ima etmişti. Ancak 2012 YAŞ'ında Erten emekli olmazken, önceki hafta istifa girişimi geldi ve Org. Erten hazırladığı kısa istifa dilekçesini Genelkurmay Başkanı'na sundu.

İstifa konusunu Org. Erten'e resmi ve yazılı olarak soruldu. Org. Erten soru üzerinden 10 gün geçmesine karşın durumu yalanlamadı. Akit, konuyu Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri Karargahı'ndaki birden fazla kaynaktan doğrulattı.

İSTİFAYA GÖTÜREN SÜREÇ

Hava Kuvvetleri'nin terörle mücadele eden bölgedeki birimleri başarılarıyla göz doldururken ve son yılların en etkin mücadele örneklerini sergilerken, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki komuta zafiyetleri kuvvetin tarihinin en büyük skandallarına sahne oldu.

Uludere'de 34 sivilin bombalanmasının ardından devam eden skandallar zincirinin ikinci halkasını Türk F-4 uçağının Suriye sınırındaki oldukça kritik bir göreve korumasız ve silahsız biçimde tek başına gönderilmesi oluşturdu. Suriye hava savunma sistemi tarafından düşürülen uçak Türkiye 'nin Suriye politikasına büyük darbe vurdu. Org. Erten'in uçak düştükten sonraki kriz yönetimi de yeni skandallara neden oldu. Org. Erten, çelişkili ve eksik bilgileriyle devletin zirvesini defalarca zor durumda bıraktı.

TSK'YI ZOR DURUMDA BIRAKTI

Yargı süreçleriyle tartışmalı günler geçiren TSK'da Erten'in komuta zafiyetleri nedeniyle gerçekleşen Uludere ve F4 olayı sonrasında tepki büyüdü. Karargahlarda "yetersizlik" eleştirilerinin odağı haline gelen Org. Erten, geçen ay Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e bir ziyaret gerçekleştirerek istifa mektubu sundu. Ancak Org. Özel'in TSK'nın tekrar tartışmaların gündemine oturup yıpranmaması için istifa mektubunu geri çevirdiği ve sert biçimde uyardığı Erten'i karargahına geri gönderdiği öğrenildi.

SON SKANDAL SINIR İHLALİNDE

Org. Erten'in Karargah'ta ve Hükümet kanadında sıkıntı yaratan son icraatı ise Suriye sınırında değişen angajman kurallarına "kararsızlık" nedeniyle uymaması oldu. Suriye'nin düşürdüğü Türk jeti krizi sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınır ihlali yapan Suriye hava araçlarının düşürüleceğini uluslar arası kamuoyuna ilan etmişti. Ancak Temmuz sonunda sınırı açıkça ihlal eden bir Suriye helikopterinin Org. Erten'in emir vermemesi nedeniyle düşürülemediği öğrenildi. İhlalin bildirilmesinin ardından Org. Erten'in sorumluluk almamak için Harekat Merkezi'ne inmediği belirtiliyor. Durumdan Hükümet kanadı ve Genelkurmay Başkanı'nın haberdar olduğu ve Org. Erten'in sert biçimde uyarıldığı belirtiliyor.

İSTİFA ETMİŞLERDİ

Bilindiği gibi 2011 Yüksek Askeri Şurası'nda Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner'le birlikte Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay emekliliklerini istemişlerdi. Komuta kademesinde meydana gelen ani boşluk dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Necdet Özel'in inisiyatif almasıyla aşılmıştı. Özel, Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturmuştu.

Mehmet Ali Birand: Asimile olmuş bir Kürt'üm

Can Dündar'ın usta gazeteci Mehmet Ali Birand'ın hayatını kaleme aldığı "Birand: Bir Ömür, Ardına Bakmadan" isimli kitap otobiyografik özelliğinin yanı sıra, yakın tarihle ilgili şaşırtıcı detayların yer alması açısından da önem taşıyor. Kitapta Birand'la ilgili çok önemli ayrıntılar yer alıyor. 

ASİMİLE OLMUŞ BİR KÜRDÜM

Kitapta Kürt olduğu ortaya çıkan Birand konuyla ilgili, asimile olduğu ve kendisini hiçbir zaman Kürt gibi hissetmediği söylüyor. Elazığ'ın Palu ilçesinde doğan Birand, "Kürt sorunlarıyla ilgilenmemin Kürt olmamla ilgisi yok" dedi. 

Kitapta konuyla ilgili bölüm şöyle anlatılıyor:

BU ÇOCUK NEREDEN GELİYOR

“Birand ailesinin soyunu yıllarca merak etmemiş. Ta ki oğlu Umur doğuncaya kadar... Eşi Cemre, ailenin köklerini öğrenmek için Birand’ın dayısı Mahmut Dikerdem’e bir mektup yazıp, ‘Bu çocuk nereden geliyor? Kökleri nerededir?’ diye sormuş. Gelen cevaba şaşakalmışlar: Mehmet Ali Birand anne tarafından Kürt’müş. Dedesi Şerif Bey, şimdi Elazığ’ın bir ilçesi olan o zamanlar Diyar-ı Bekr vilayetine bağlı Ergani Madeni sancağının Palu kazasındanmış.”

18 Kasım 2012 Pazar

'CHP'liler ile Esad yönetimi arasındaki yakınlığa işaret ettim'

CHP Milletvekilleri 90 gündür kendisinden haber alınamayan kameraman Cüneyt Ünal'ı Suriye'den getirince yeni bir tartışma başladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Ünal'ın CHP'liler tarafından getirilmesini manidar buldu.Saliha ÇOLAK/ANKARACHP Milletvekilleri 90 gündür kendisinden haber alınamayan kameraman Cüneyt Ünal'ı Suriye'den getirince yeni bir tartışma başladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Ünal'ın CHP'liler tarafından getirilmesini manidar buldu. Çelik sözlerini, "Ben CHP'liler ile Esad yönetimi arasındaki bu yakınlığa işaret ettim, bunu manidar bulduğumu söyledim Yani Türkiye'de bir resmi makama değil, bir STK'ya değil CHP'ye teslim edilmesinden söz ettim. Sözüm nettir. Kimse başka tarafa çekmesin" diye açıkladı.1996'da PKK'nın elinden rehin askerleri almaya Zap'a giden RP eski milletvekili Fetullah Erbaş ile siyasetçiler ve uzmanlardan görüşler şöyle:'Siyasi, Allah razı olsun'Eski milletvekili Fetullah ERBAŞ: AK Parti ile CHP arasında horoz döğüşü devam ediyor. Hüseyin Çelik bizim arkadaşımız. Kendisini iyi tanırım. Parti olarak söylüyorlar bunları. Esasta önemli olan insan hayatı. AK Parti yetkilileri, Başbakan CHP'ye sanki Esed'in sözcüsü gibi suçlamalar yaptı. Tezlerini kuvvetlendirmek için, 'işte sana vermelerinin sebebi budur' gibi bir şeyle çıkıyorlar. Bunlar siyasidir, olur olmaz ayrı. Bir basın çalışanı, bizim vatandaşımız, her halükarda yapılması gerekirdi. Her ne olursa olsun, o insanların oraya gidip kameramanı getirmeleri alkışlanacak bir şey. Allah Razı olsun. 'Ayıptır, özür dilemeli'MHP Milletvekili TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Yusuf HALAÇOĞLU: HÜSEYİN Çelik'in yaptığı aymazlık. Ne zamandır tutuklu bulunuyor. Bir insanın kurtarılmasını o şekilde tanımlamak ayıp bir şey. Siyasete de insanlığa da sığmaz. Kim kurtarırsa kurtarsın kardeşim. CHP'nin Suriye ile ilgili bir girişimi var. Esad ile yaptığı görümelerde Esad'ın söylediği; 'Ben Türkiye halkına gönderiyorum, hükümete değil' anlamında. Hüseyin Çelik siyaseten pay çıkarmış bundan. Talihsiz beyanda bulunmuş, ayıptır, bence özür dilemesi gerekir. 'Etik açıdan tartışmalı'DTP Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris BALÜKEN: İNSAN yaşamı söz konusu olduğunda politik yaklaşımları çok etik bulmuyorum. Orada uzun süredir yaşamından endişe duyulan bir gazeteci vardı. Ailesi, bir ülke onu bekliyor. Hangi çabayla olursa olsun, arkadaşımızın yaşam hakkını kurtarmaya yönelik her eylem kutsaldır. Bir ülkeye yaraşan da; bu tür sorunlarda insan yaşamı söz konusu olduğunda yaşam hakkını sağlamaya yönelik siyasi erdemi sergilemektir. Çelik'in açıklaması, etik açıdan tartışılaması gereken bir açıklama. Daha insani bir pencereden yaklaşması gerekiyor. Ailesine, halkına, mesleğine dönmesi taktir edilmesi gereken bir çabadır. 'CHP'ye teşekkür edilmeli' TBMM İdare Amiri, CHP Milletvekili Malik Ecder ÖZDEMİR: HER şeyden önce insani bir girişim olarak değerlendirmek gerekirken arkasında başka bir şey arayıp manidar demek mantıklı bir şey değil. Oysa bizim milletvekillerimizin girişimi karşısında hükümetin teşekkür etmesi gerekiyor. Özgürlüğüne kavuşturulan gazateci Türk gazeteci. Hükümetin yapamadığını CHP'liler yaptıysa özgürlüğüne kavuşturduysa başka hiç bir laf etmeden emeği geçenlere teşekkür etmesi gerekir. Polemik malzemesi yapmamak gerekir.

Genelkurmay Başkanı Özel, Suudi Arabistan'da

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Suudi Arabistan'daki mevkidaşı Hüseyin bin Abdullah al-Kabil'in daveti üzerine başkent Riyad'a geldi.Orgeneral Özel, Riyad Havaalanı'nda Genelkurmay Başkanı Hüseyin bin Abdullah al-Kabil, kuvvet komutanları, Büyükelçi Ahmet Muhtar Gün ile eşi, T.C. Büyükelçiliği Askeri Ateşesi Kurmay Albay Rıfkı Keser ve elçilik mensupları tarafından karşılandı.Genelkurmay Başkanı Özel'in 21 Kasım'a kadar Suudi Arabistan Krallığı'na resmi bir ziyaret yapmak üzere geldiğini belirten Büyükelçi Gün, "Ziyareti sırasında Suudi Arabistan Başbakan Birinci Yardımcısı ve Savunma Bakanı Veliaht Prens Salman bin Abdulaziz, Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Sultan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdullah Al-Kabil ile görüşmelerde bulunacak, Al Kharj'da bulunan askeri kurum ve kuruluşları ziyaret edecek" dedi. Gün, Genelkurmay Başkanı Özel'in ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kral Abdullah ve Veliaht Prens Salman'a iyi dilek mesajlarını tevdi edeceğini söyledi.Özel'in görüşmeleri ile eşzamanlı olarak Riyad'a gelecek ikinci bir üst düzey askeri heyetin, Türkiye - Suudi Arabistan Askeri İşbirliği Çerçeve Anlaşması uyarınca kurulan Ortak Askeri Komite'nin ilk toplantısını gerçekleştireceğini belirten Büyükelçi Gün, bu kapsamda iki ülke arasında imzalanmış olan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması'nın uygulanmasına ilişkin hususların ele alınacağını anlattı. Gün, bu düzeyde yaklaşık 20 yıl aradan sonra ilk kez ziyaret gerçekleştirildiğini hatırlattı.Genelkurmay Başkanı Özel, Suudi Arabistan temasları sırasında T.C. Riyad Büyükelçiliği'ni de ziyaret etti. CİHAN

Ölü sayısı 74’e çıktı

İsrail'in geçen çarşamba gününden bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarında en az 74 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail tarafına düşen roketler sebebiyle de 3 kişi öldü, 60'dan fazla kişi yaralandı.İsrail ordusu, Gazze'den 1000 kadar roket fırlatıldığını, bunlardan 544'ünün İsrail topraklarında patladığını bildirdi. İsrailli yetkililer, 'Demir Kubbe' adlı füze savunma sisteminin 290 roketi durdurduğunu açıkladı. 4 kişi öldü, 30'dan fazla kişi yaralandı İsrail savaş uçaklarının, Gazze'nin güneyindeki bir yerleşim yerine düzenlediği saldırıda 1'i çocuk 4 kişi öldü, 30'dan fazla kişi yaralandı.Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusuna ait savaş uçaklarının, Gazze'nin güneyinde Ez-Zeytun mahallesindeki Azzam Apartmanı'na düzenlediği saldırıda 1'i çocuk, 2'si kadın 4 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.Saldırıda, çoğunluğu çocuk 30'dan fazla kişinin de yaralandığını belirten Kudra, Şifa Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralılardan 7'sinin durumunun kritik olduğunu kaydetti. BM Genel Sekreteri Ban: "Tarafları ateşkese çağırıyorum"BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, İsrail'in Gazze saldırısına ilişkin, tarafları, Mısır liderliğindeki girişimle işbirliği yapmaya ve ateşkese çağırdı.Ban, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in saldırısı sonucu Gazze'de Filistinli Dalu ailesinden aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu ondan fazla sivilin öldürülmesinden duyduğu üzüntüyü belirtti.İsrail yerleşim birimlerine roket atışlarının devam etmesi ve İsrailli sivillerin öldürülmesinden de kaygı duyduğunu ifade eden Ban, şunları kaydetti:''Bu saldırılar durdurulmalı. Tarafları, Mısır liderliğindeki girişimle işbirliği yapmaya ve derhal ateşkese çağırıyorum. Gerginliğin tırmanması kaçınılmaz olarak sivil halkın göreceği zararın artmasına yol açacaktır. Bundan kaçınılmalıdır. Bizzat kendim bölgeye giderek şiddetin sona erdirilmesini isteyecek ve sürmekte olan çabalara katkı sağlayacağım.'' AJANSLAR

Ambulansa da geçit yok

Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yapılan çalışmalar trafiğin uzun kuyruklar oluşmasına neden oldu. Bu yoğun trafikte araçların ilerlemesi büyük problem oluşturdu. Pazar gecesi saat 04.00 sıralarında meydana gelen olayda ise Refik Saydam Caddesi üzerinde trafik kazasında yaralanan Ahmet Halit Altınöz olay yerine gelen ambulansla en yakında bulunan Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Ambulans Tarlabaşı Bulvarı'ndan Taksim istikametine giderken Taksim Yayalaştırma Projesi nedeniyle sıkışan trafiğin içinde kaldı. Bir yaya sıkışan trafiğin içinde kalan ambulansa yol açmak için diğer araç sürücülerinin hızlı olmasını sağlamaya çalıştı. Uzun süre trafiğin açılması için siren çalan ambulans ekipleri yoğun çabaların sonucunda Taksim Meydan'a ulaştı.  İŞTE O ANLAR... BU KEZ SIRA SELVİLERDE KALDIAmbulans şoförünün ve yoldan geçen vatandaşın yoğun çabaları sonucu uzun süre sonra Taksim Meydan'a çıkan sağlık ekipleri buradan da hastaneye ulaşmak için Sıraselviler Caddesini kullanmak istedi. Burada da taksilerin yoğunluk yapması nedeniyle bir süre bekleyen ambulans daha sonra hastaneye ulaştı. AMBULANS GERİ GERİ YANAŞTIHastaneye güç bela ulaşan ambulans şoförü bu kez de başka bir sorunla karşılaştı. Hastanenin acil girişinin tavanı alçak olduğu için ambulans şoförü acil kapısına geri geri yanaştı. Yaralı Ahmet Halit Altınöz sedyeyle ambulanstan çıkarılarak tedavi altına alındı. Altınöz'ün hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. DHA

"Türkiye’ye Patriot füzeleri gönderilebilir"

Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plasschaert, NATO üyesi Türkiye'nin Suriye sınırını korumasına yardım etmek için Hollanda ve Almanya'nın Patriot füzelerini gönderebileceğini söyledi.Hollanda haber ajansı ANP'nin bildirdiğine göre, Bakan Jeanine Hennis-Plasschaert, "NATO, hiçbir şey yapmamak için var olmadı" ifadelerini kullandı. Haberde, Hennis-Plasschaert'in geçtiğimiz hafta Alman meslektaşı ile olası bir yerleştirmeyi görüştüğü de belirtildi.Hollanda Savunma Bakanlığı'ndan bir sözcü, "Herhangi bir talep olmadı. Ancak Avrupa'da sadece Hollanda ve Almanya'da Patriot füzeleri bulunuyor" açıklamasını yaptı.Almanya Savunma Bakanlığı, NATO'ya böyle bir destek talebi gelmesi durumunda, bunun askeri ittifak tarafından inceleneceğini bildirmişti. Bir NATO sözcüsü de, Türkiye'nin böyle bir başvurusu olmadığını açıklamıştı. CİHAN

İstanbul'da operasyon

Terörle mücadele ekipleri Maltepe’de sabah saatlerinde çok sayıda adrese baskın yaptı. Helikopter ve çevik kuvvet ekiplerinin de destek verdiği operasyonda önceden belirlenen adreslerdeki şahıslar gözaltına alındı.Gülensu Mahallesi’ne şafak vakti gelen ekipler önceden tespit edilen adreslere baskın yaptı. Mahalle giriş çıkışlarının da çevik kuvvet ekiplerince ablukaya alındığı operasyonda bazı şahısların gözaltına alındığı öğrenildi.Operasyona polis helikopteri de havadan destek verdi. Sivil ekipler de cadde ve sokak başlarında durumundan şüphelendikleri şahıslara kimlik kontrolü yaptı. Baskın yapılan adreslerde gözaltına alınan şahıslar yapılan sağlık kontrollerinin ardından emniyet müdürlüğüne götürüldü. İHA

Kuzey ve Cemre birlikte mi?

Kanal D’de yayınlanan Kuzey Güney’in yeni bölüm fragmanı yayınlandı. Yeni bölümde Kuzey herşeyini geride bırakıyor. Ferhat’ın ölümünün arkasındaki sır, Kuzey’le Güney’i yeniden karşı karşıya getiriyor. Simay Cemre ile ilgili tehditlerde bulunduğu yeni bölümde Cemre de Barış'tan kaçma planları yapıyor. Heyecan dolu yeni bölümüyle Kuzey Güney 21 Kasım Çarşamba akşamı Kanal D ekranlarında izleyicisiyle buluşuyor.  Video için tıklayınız...

Amerikan Müzik Ödülleri sahiplerini buldu

Dünyanın en önemli müzik ödülleri arasında yer alan Amerikan Müzik Ödülleri, Los Angeles'te düzenlenen törenle sahiplerini buldu.Genç şarkıcı Justin Bieber, en büyük ödül kabul edilen ''Yılın Sanatçısı Ödülü''ne layık görüldü.Bieber, aynı zamanda ''En İyi Erkek Pop Şarkıcısı'' ve ''Believe'' adlı albümü ile de ''En İyi Albüm'' ödüllerini aldı.''En İyi Yeni Sanatçı'' ödülünün Carly Rae Jepsen'e verildiği gecede, ''En İyi Kadın Pop Şarkıcısı'' ödülü ise Katy Perry'nin oldu.Maroon 5, ''En İyi Grup'' ödülünü peş peşe ikinci kez kazanırken, Linkin Park geceden ''En İyi Alternatif Rock Grubu'' ödülüyle ayrıldı.Geçen yıl ''Yılın Sanatçısı'' ödülünü alan Taylor Swift, bu yıl ''En İyi Kadın Country Sanatçısı'' ödülü ile yetinirken, Luke Bryan ''En İyi Erkek Country Sanatçısı'', Lady Antebellum ise ''En İyi Country Grubu'' ödülüne layık görüldü. ''En İyi Country Albüm'' ödülü, Carrie Underwood'un ''Blown Away'' adlı albümüne verildi.Rap ve hip hop kategorisinde Trinidadlı şarkıcı Nicki Minaj, ''Pink Friday: Roman Reloaded'' adlı albümü ile hem ''En İyi Sanatçı'' hem de ''En İyi Albüm'' ödüllerini aldı.R&B kategorisinde ise ''En İyi Kadın Sanatçı'' ödülü Beyonce'a, ''En İyi Erkek Sanatçı'' ödülü Usher'e ve ''En İyi Albüm'' ödülü de Rihanna'ya verildi.İngiliz şarkıcı Adele, geceden ''En İyi Yetişkin Çağdaş Müzisyen'' ödülü ile ayrılırken, ''En İyi Latin Sanatçı'' ödülü de Shakira'nın oldu. AA

Mehmetçikler yaralı teröristi tedavi edip karnını doyurdu

Tunceli'de bir mağarada kıstırılan MKP'li teröristler teslim ol çağrılarına uymadı ve askerlere ateş açtı. Güvenlik güçlerinden birini elinden yaralayan teröristler, askerlerin ılımlı çağrısına uyarak mağaradan çıkıp teslim oldu. Teslim olan teröristlerin karnını doyurup tedavi eden mehmetçikler bu yaklaşımları sayesinde diğer 24 teröristin de teslim olmasını sağladı.

Tunceli İl Jandarma Komutanlığı, Ovacık kırsalında yasadışı MKP’ye mensup teröristlerden oluşan grupların kış üslenmesi ve koordinasyon toplantısı yapacakları istihbaratı üzerine operasyon başlattı.

"TESLİM OL ÇAĞRILARINA ATEŞLE KARŞILIK VERDİLER"

15-16 Kasım’da Ovacık Koyungölü Mevkii’nde bir mağarada sıkıştırılan 24 kişilik grup çembere alındı. “Teslim ol” çağrılarına içeridekiler ateşle karşılık verdi. Bu ateş sonucu bir güvenlik görevlisi elinden yara aldı. Ancak teröristlerin sağ olarak ele geçirilmesi için profesyonel eğitim alan güvenlik görevlileri ikna çalışması başlattı. Bunun için gece eksilere düşen soğukta arazide 25 saat sabırla beklendi. İkna çabaları ve sağ yakalama azmi 25 saat sonra sonuç verdi.

"ASKERLER BİZE ÇOK İYİ DAVRANIYOR"

Mağaradan ilk önce biri kadın 3 kişi çıktı. Bu gruba şefkatli yaklaşılması onların karınlarının doyurulması üzerine ikna olan teröristlerden biri eline megafonu alarak içerideki arkadaşlarına teslim ol çağrısı yaptı. Teröristin megafonda, “Arkadaşlar siz de çıkın, teslim olun, askerler bize çok iyi davranıyor, burası emniyetli lütfen siz de dışarı çıkın” çağrısı yaptığı öğrenildi. Teröristin anonsundan sonra ilk önce biri kadın 6 kişi dışarı çıktı. Ardından 4 kişilik grup, 3 ve 8 kişilik gruplar teslim oldu.

"BİZE BÖYLE ANLATILMAMIŞTI"

Teslim olanların kendilerine gösterilen yaklaşım üzerine “Biz bu kadar da beklemiyorduk, bize böyle anlatılmamıştı” dedikleri öğrenildi. Sağ yakalanan grubun içinde Eren Kod Kenan Artul’un da olduğu ifade edildi. Kenan Artul ’un ismi, Ovacık ’ın Kürüklü Köyü’nde 12 Ekim’de bir taksi şoförünün öldürülmesi oyalında da geçmişti. Artul, yol kesme olayları, 27 Temmuz’da Tunceli Çiçekli karakoluna taciz ateşi, 25 Temmuz’da HES santraline baskın, 29 Temmuz’da ovacık Mercan Karakolu’na taciz ateşi açmakla suçlanıyor.

Ekibe zorlu görev

HT MAGAZİN Pazartesi ekranının vazgeçilmez yapımlarından “Arkak Sokaklar”, macera ve heyecan dolu bir bölümüyle ekrandaki yerini alacak. Ekip bu kez, kaçırılan bir genç kızı kurtarmak için harekete geçecek Bir grup polisin suçlulara karşı verdikleri mücadeleyi ve bu koşuşturmaca arasında hayatlarını sürdürmeye çalışmalarını konu alan, her bölümde ayrı bir suç vakasının çözüldüğü “Arka Sokaklar”, macera ve heyecan yüklü bir bölümle daha ekranda olacak. Ekrem ve Leyla’nın düğün günüdür. Gelin konvoyu devam etmektedir. Yolda durup halay çekmeye başlarlar. O sırada Atakan gelip, Ekrem’i etkisiz hale getirir ve Leyla’yı kaçırır. Resul, polise haber verir. Ekip olay yerine gelir. Ekrem, Atakan’ı tanıdığını söylemez. Atakan, Leyla’yı evde bir odaya kapatır ve Ekrem’i çağırır. Ekrem, Atakan’ın ablası Arzu’yu hamile bırakmış, sonrada ayrılmıştır. Atakan da bu yüzden Ekrem’den intikam almak istemektedir. Ekip, Atakan’ın elinden Leyla’yı kurtarmak için harekete geçer. Zeynep, Ömer’i bale kursuna yazdırır. Murat’a ilk başta tepki verecek diye söyleyemez. Akşam evde Ömer bale kıyafetini giyip babasına gösterince, Murat ne olduğunu şaşırır ve direkt tepki verir. Zeynep’e laf geçirmek mümkün değildir ve Ömer baleye gider. Kurs çıkışı Ömer’i almaya Murat gider. Bale öğretmeni Bahar çok hoştur. Bahar ve Murat tatlı tatlı sohbet ederken, ansızın Zeynep gelir... Kanal D 20.00

Mehmet aşk sarhoşu

HT MAGAZİN Her pazartesi akşamı ekranda aşk rüzgarları estiren “Yer Gök Aşk”ta bu hafta da gelenek bozulmayacak. Dizinin bu bölümüne, Mehmet'le Bade arasındaki romantik anlar damga vuracak. Sevda artık Ali Ömer’in evindedir. Bebeğine yakınken, bir o kadar da uzak olmak Sevda için zor olacaktır. Hamiyet, torununu almak konusunda yapayalnız kalmıştır. Ancak mücadeleyi bırakmaya hiç niyeti yoktur. Bebeği almak için hemen harekete geçer. Yılmaz için ise artık en önemli şey Küçük Yılmaz’ın hayata dönmesidir. Ne var ki kader onlara yeni serüvenler hazırlamaktadır. Bade’nin Mehmet’e kalbi giderek daha da ısınırken, Mehmet’in aşkla ayakları yerden kesilir. Ne var ki çevirdikleri oyunlar yanlarına kar kalmayacaktır. Sevda yavaş yavaş huzur bulurken, babası ve abisi onu aramaktadır. Korku her zaman Sevda’nın mutluluğunu gölgeleyecektir. Münevver ve Yiğit aşklarına yenik düşerler. Anneleri yeni bir savaşa girmişken, huzur bulmak onlar için kolay olmayacaktır. Ali Ömer’in hayatı artık iyice değişmektedir. Sevda’nın varlığı onda tuhaf hisler uyandırırken, büyük bir sürprizle karşılaşacaktır... Fox 20.45

Amelya ve Can baba evinde

HT MAGAZİN Haluk Bilginer ve Ebru Özkan’ı başrollerinde izlediğimiz “Hayatımın Rolü”, duygu yüklü bir bölümle ekrana geliyor. Amelya ve Can, babalarının evine taşınırlar. Çocukların evden gidişinin acısı Ela’nın içine oturur. Müşfik ise bu durumun sorumlusu olarak gördüğü Saygın’la konuşarak tepkisini gösterirken, Ela kendini ve hislerini bir kenara bırakıp yalnızca anne olarak Müşfik’in evinde kalmaya karar veren Amelya ve Can’dan özür dilemeye gider. Amelya ve Can bilmedikleri bir gerçeği de öğrenirler. İlayda, babalarının eski aşkıdır. Bu eski hikaye Amelya ile Uygar’ın aşkını etkileyecek mi? Yaşar Hanım'a sevdası bitmeyen Güvenlik Hasan, onu ikna etmek için bu sefer ne deneyecek?.. Star 23.30

Mahalleli hazine avında!

HT MAGAZİN Sanal alemde tıklanma rekorları kıran dizilerden “Leyla ile Mecnun”, kahkaha dolu bir bölümle daha karşımızda. Az Sakallı Dede birden hastalanır. Doktor, Dede'nin çok az zamanı kaldığını söyler. Mahalleli de bunun üzerine Az Sakallı Dede'nin ailesini bulmaya karar verir. Ceketinin cebinden çıkan fotoğrafın sahibine ulaşmaya çalışırlar önce. Daha sonra Dede'ye ait bir sandığa ulaşır, sandığın içinden çıkan haritanın peşine düşerler. Haritada tarif edilen yere doğru yolculuğa çıkan karakterler, dileklerini gerçekleştireceğini düşündükleri bir dilek taşı ararlar. Yolculukta hepsi kendi isteğinin peşinden koşarken, çeşitli maceralara karışırlar. Leyla'ya onu sevdiğini söylemeye çalışan Mecnun'un önüne birçok engel çıkar. Bunlardan biri de tabii ki Hidayet'tir... TRT 1 22.15

Yepyeni seslerden canlı performanslar

HT MAGAZİN Acun Ilıcalı'nın hem yapımcılığını hem de sunuculuğunu üstlendiği; Hadise, Murat Boz, Mustafa Sandal ve Hülya Avşar'ın jüriliğindeki "O Ses Türkiye", yeni seslerin canlı performansları ve jürinin eğlenceli çekişmesiyle takipçilerine yine keyifli dakikalar yaşatacak. Yarışmacılar her zaman olduğu gibi orkestra eşliğinde şarkılarını seslendirip jüriyi etkilemeye çalışacak. Yarışmacıları arkaları dönük bir şekilde dinleyecek olan jüri üyeleri, beğendikleri isim olduğu takdirde önlerindeki butona basıp yarışmacıya dönecek. Aynı isme birden fazla jürinin dönmesi halinde, hangi jüri üyesiyle yoluna devam etmek istediğine yarışmacı karar verecek.Star 20.00

Serhat ölüm ringinde

HT MAGAZİN Lale Devri ve Patrona Halil ayaklanmasını konu alan “Bir Zamanlar Osmanlı”, uzun süre hafızarlardan silinmeyecek bir bölümle karşımıza çıkacak. Diziye, yaklaşık 300 figürasyon ile çekilen, Özcan Deniz'in ünlü Alman kick boks ustası Aristo Luis ile ringe çıktığı ve Türk dizi piyasasında kült olmaya aday olan dövüş sahneleri damga vuracak. Dizide, ailesini bırakarak görev için İstanbul’a giden Serhat (Özcan Deniz), kendini ölümcül bir dövüşün ortasında bulacak. TRT 1 19.50

Beni Unutma

HT MAGAZİN Yönetmen: Özer Kızıltan Türü: Romantik - Dram Süresi: 100 dk. Yılı: 2011 imdb notu: 5.9 Olcay (Açelya Devrim Yılhan) iş hayatında başarılı, genç ve bekar bir kadındır. Ciddi bir ilişki yaşadığını düşündüğü sevgilisi Hakan’ın (Kenan Ece) kendisini aldattığını acı bir şekilde öğrendiğinin ertesi günü Sinan’la (Mert Fırat) tanışır. Olcay’ın ilişkisinin bittiği gün Sinan da ani bir kararla nişanlısı Ebru (Tuba Ünsal) ile evlenmekten vazgeçer. Olcay ve Sinan aşka inançlarını kaybettikleri bu günlerde tanışırlar ve bu tanışma, planladıklarından çok farklı şeyler yaşamalarına neden olur. Birbirlerinden etkilenirler ve yoğun bir duygusal ilişki yaşamaya başlarlar. Kısa bir süre sonra da evlenirler. Çok mutlu başlayan evliliklerinde Sinan’ın eski nişanlısı Ebru’nun Sinan’da yarattığı küçük rahatsızlıklar dışında bir sorunları yok gibidir. Ancak mutlulukları bir süre sonra beklenmedik bir şekilde bozulacaktır. Arkalarında bıraktıklarını düşündükleri eski ilişkileri onları bir türlü bırakmayacak, Olcay’da baş gösteren bazı tuhaflıklar da aşkın, arkadaşlıkların ve insana dair bir çok duygunun sorgulanmasına yol açacaktır... Show 20.00

Kızarmış Hikaye

HT MAGAZİN Orijinal Adı: The Browning Version Türü: Dram Süresi: 97 dk. Yılı: 1994 imdb notu: 7.1 Sinemacıların büyük ilgisini çeken Terence Rattingan’ın oyunu “The Browning Version”, dördüncü kez beyazperdeye uyarlandı. Kahramanı Andrew Crocker-Harris’i; 1951’deki ilk filmde Michael Redgrave, daha sonraki iki TV filminde sırasıyla Peter Cushing, Ian Holm (30 yıl arayla, 1955 ve 1985) ve İngiliz sinemasının bir başka büyük oyuncusu Albert Finney oynadı. İlk kez Londra’daki Phoenix Theatre’da, 8 Eylül 1948’de sahneye konan “The Browning Version”, gelmiş geçmiş en iyi tek perdeli oyunlardan biri oldu. Oyunun konusu itibariyle yazar, “Ciddi ve olgun bir oyun yazarı” sıfatıyla anılmaya başladı. Andrew (Albert Finney), bir İngiliz özel okulunda soğuk, sevilmeyen bir öğretmendir. Birden mesleğinin, evliliğinin ve hayatının tamamen başarısız olduğunu fark eder. Bir doktor ona daha kolay bir iş bulmasını, 18 yıldır Yunanca ve Latince okuttuğu okuldan ayrılmasını tavsiye eder. Andrew’u aldatan eşini Greta Scacchi, fizik öğretmeni Frank’i ise Matthew Modine canlandırıyor. CNBC-e 22.00

İhanet

HT MAGAZİN Orijinal Adı: Breach Türü: Suç - Dram - Gerilim Süresi: 110 dk. Yılı: 2007 imdb notu: 7.1 Gerçek bir casusluk olayına dayanan film, kıdemli bir FBI mensubunun ihanetini anlatıyor. Billy Ray, Robert Hanssen olayı üzerine bir doküdrama yapmış. 2001 Şubat’ında FBI’da 25 yıl çalışmış olan kıdemli ajan Robert Hanssen tutuklanmıştı. Filmde geçen olaylar, bunun iki ay öncesinde başlıyor. Bilgisayar uzmanı Eric O’Neill (Ryan Phillippe), ajan olmak istiyor. Ona Hanssen’i (Chris Cooper)  gözlemesini ve yaptığı her şeyi yazmasını söylüyorlar. Bu talebi de, Hanssen’in cinsel alışkanlıklarını araştırdıkları şeklinde açıklıyorlar. Önceleri O’Neill’a soğuk davranan Hanssen’in bir süre sonra genç adama kanı kaynıyor. Onu ve Doğu Almanya kökenli karısını dindar Katolikler’e dönüştürmeye çabalıyor. O’Neill’ın karısı ise onun müdahalelerinden şikayetçi. Ne var ki kocası, ikili bir hayat yaşadığı konusunda kanıt bulamadığı Hanssen’e bağlanıyor. Bunun üzerine ajan Kate Burroughs (Laura Linney) ona Hanssen’in Sovyet, sonra da Rus casusu olduğundan şüphelendiklerini söylüyor. Kanaltürk 19.50

Franklyn

HT MAGAZİN Orijinal Adı: Franklyn Türü: Fantastik - Bilimkurgu - Dram Süresi: 98 dk. Yılı: 2008 imdb notu: 6.0 Preest (Ryan Phillippe), hayali bir yer olan ve acımasız bir şekilde din ve iman ateşiyle yönetilen Meanwhile City sokaklarında düşmanlarını arayan amansız bir dedektiftir. Peter Esser (Bernard Hill), yoldan çıkmış oğlunu Londra’nın acımasız sokaklarında arayan bir adamdır. Milo (Sam Riley), ilk aşkının saflığına dönüşün yolunu arayan 30’lu yaşlarında kalbi kırık birisidir. Emilia (Eva Green), sanat projeleri gittikçe daha kompleks ve ölümcül hale gelen güzel bir sanat öğrencisidir... 2008 tarihli filmin yönetmen koltuğunda Gerald Mcmorrow oturuyor. Cine5 20.05

Boğularak öldürüldü

ALMANYA’nın Aşağı Saksonya Eyaleti’ne bağlı Stade kentinde yaşayan 24 yaşındaki hamile ve 2 çocuk annesi Zeynep A., 36 yaşındaki kocası Yıldıray A. tarafından öldürüldü. 3 ve 6 yaşlarında iki oğlu olan Zeynep A.’nın cesedini ise abisi buldu. Kız bebek bekleyen 6 aylık hamile genç kadının boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Yıldıray A.’nın, gözaltına alındıktan sonra savcılık tarafından sorgulandığı ve tutuklandığı açıklandı. Yıldıray A.’nın geçen yıl bir kadını taciz etmekten yargılandığı ve karısının bu nedenle ondan boşanmak istediği öne sürüldü. Zeynep A., çarşamba günü İstanbul’da toprağa verilecek. Stade kentini şoke eden cinayetle ilgili komşuları, çiftin son dönemde sürekli kavga ettiklerini duyduklarını söyledi.DIŞ HABERLER

8. kattan atladı

Atakan ŞEN/İZMİR (AHT)İzmir’de, eğlence dönüşü arkadaşının evine giden anaokulu öğretmeni Zeynep Bağırgan, 8. kattan düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bağırgan’ın erkek arkadaşı polise verdiği ifadede, “Zeynep yolda reenkarnasyon ve cin çağırmaktan söz etti” dediİZMİR Buca’daki olay, dün sabaha karşı saat 05.30 sıralarında meydana geldi. Özel bir anaokulunda öğretmen olan Zeynep Bağırgan, arkadaşı H.K. ile akşam saatlerinde buluştu. Sabah saat 05.00 sıralarına kadar eğlenen ikili, daha sonra taksi ile H.K.’nın evine dönmek için yola çıktı. Yolda, Zeynep Bağırgan erkek arkadaşı ile “cin” ve “reenkarnasyon” hakkında sohbet etti. Eve gelindiğinde evin havasız olduğunu söyleyen genç öğretmen, camları ve balkon kapısını açmak için mutfağa gitti. İddiya göre, Bağırgan kendisini burada boşluğa bıraktı. Zeynep’i evde bulamayan arkadaşı, balkona çıktığında genç kızı kanlar içerisinde yerde yatarken gördü. Hemen 112 Acil Sağlık ekiplerini arayan H.K., durumu polise de bildirdi. Sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde Zeynep Bağırgan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Olayın ardından şoka giren ve polise ifade veren H.K.’nın, Zeynep Bağırgan ile 2007 yılından bu yana ilişkileri olduğunu belirterek, “Birlikte eğlendikten sonra taksiyle eve döndük. Bu sırada bana reenkarnasyon ve cin çağırmaktan bahsetti. Eve girince içerinin havasız kaldığını söyleyerek pencereleri açmaya gitti. Kendisini bulamayınca balkona çıktım. Yerde görünce, arkadaşlarıma ve polise haber verdim” dediği öğrenildi. Polis kayıtlarına ‘intihar’ diye geçen olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. REENKARNASYON NEDİR? Reenkarnasyon bazı inanışlara göre, insanın öldükten sonra “başka bir bedende” dünyaya tekrar gelmesidir. Reenkarnasyon diye bir olgunun var olup olmadığı, inananlar ve inanmayanlar tarafından tartışma konusudur.

En beğendiğiniz dizileri yazın...

EN sevdiğiniz diziler, en unutulmaz diziler, en güzel diziler... İşte böyle listeler, anketler, derlemeler benim her zaman dikkatimi çeker. Siber âlemde attığım turlarda, okuduğum dergilerde, gazetelerde bu tip anketlerle, listelerle, sıralamalarla karşılaşırım kimi zaman. Ve her gördüğümde mutlaka uzun uzun inceler, ben de kendi zihnimde benzer tablolar oluştururum. Dost sohbetlerinde dostlarla paylaşır, bindiğim takside taksiciyle, mahallede alışveriş yaptığım bakkalda, gittiğim berberde, televizyon üzerine yapılan muhabbetlerde herkesin hatırasındaki yapımları sorar, beğendiklerini, unutamadıklarını öğrenmeye çalışırım. Geçtiğimiz günlerde, bir yandan size bir sonraki günün gazetesini hazırlarken, bir yandan da Habertürk Magazin ekibiyle konuştuk ekranın unutamadığımız dizilerini. Hepimiz kendi listelerimizi oluşturduk. Bugün size bizim gönlümüzde yer eden, yıllar geçse de üstünden hatırası asla eskimeyen, eksilmeyen, geçmiş yılların o güzelim yapımlarından derlemeler yaptık. Bizim ekibin ortak beğenilerinden farklı farklı listeler çıkardık. Bu arada hemen altını çizeyim, sıralamaları beğeni sırasına göre değil, rastgele yaptık. Sadece en unutulmazlarımızı sıraladık. Beğenip, yukarıdan aşağıya sıralama işini, dizilerin gerçek patronu olan siz sevgili seyircilere bıraktık. Siz de bu tip listeler görünce mutlaka bir göz atar mısınız? Siz de zihninizden böylesi sıralamalar yapar mısınız? En beğendiniz dizileri yazıp bize yollar mısınız? İlk fırsatta yayımlayacağız. Şimdilik hepinize iyi haftalar... Kimler geldi geçti bizim ekrandan en çok onları sevdik beyazcamdan  

Darbe nedeni 'Erkek Fatma'!

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun 12 Eylül’ü araştırmakla görevlendirdiği alt komisyon, 479 sayfalık rapor hazırladı. İlginç analizlerin yapıldığı raporda, darbeleri ‘erkek egemen’ kültürün beslediğine vurgu yapıldı DARBECİ PROFİLİ Şüpheci ve vicdansız: “Darbeci hepimizin yakından bildiği, gündelik hayatta örneğini çokça gördüğümüz kişiliğe sahiptir. En öne çıkan özelliği her şeyi kendisinin bildiğini, toplumun güdülmesi gereken bir sürü olduğunu düşünmesidir. Darbeciler ülkenin nasıl kurtulacağının yegâne reçetesinin kendi kafalarının içinde olduğu saçmalığına inanacak kadar kendilerine ve güce tapınırlar. Bu “her şeyi ben bilirim”cilikleri, toplumu küçümseyen tavırları onları sevimsiz, ruhsuz bir çehreye büründürür. Darbecilerin ikinci özellikleri, şüpheci ve vicdansız oluşlarıdır: Herkesten kendilerine karşı oldukları konusunda şüphelenirler ki aslında haklıdırlar, kimse onları gerçekte sevmemektedirve şüphelerini yatıştırmak için olmadık zulümlere başvururlar ve yaptıklarından asla suçluluk ve vicdan azabı duymazlar, zulümlerini hep meşru görürler.” DARBE KÜLTÜRÜ Kaynağı şiddete övgü: (Dört dörtlük şiddet kültürünün darbecilere arayıp da bulamadıkları darbe zemini oluşturduğu belirtilerek) “Kahramanlarımızı hâlâ savaşçılardan seçiyoruz. Böylesine debdebeli asker uğurlama törenleri dünyanın başka hiçbir yerinde yapılmıyor. Kültürümüzde savaşçılıkla erkeklik özdeş. Savaşçı ruh, bakışlara, bedenin hareketlerine ve pozlarına sinmiştir. Toplum, erkek hatta kız çocuklarında savaşçı zihniyetin ve erkeklik olarak algılanan yiğitlik, cesaret gibi değerlerin yerleşmesini desteklemektedir. “Er-lik” ve “delikanlılık”, cinsel kimliği değil, erkeklerde ve kızlarda savaşçılığı belirten ifadelerdir. “Erkek gibi kadın” sözü, belki yalnızca Türklerin kültürel coğrafyasında övgü olarak kullanılmaktadır. “Erkek Fatma”, “Şoför Nebahat” gibi film adları, başka kültürlerde cinsel kimlikle ilgili bambaşka çağrışımlar yaparken, kültürümüzde yiğitlik, cesaret gibi olumlu çağrışımlar uyandırır.” DARBE SONRASI İNSAN İşkencede fışkıran kan: “Topluca maruz kalınan travmalar, kusup insanlığımızı dışarı atmayı isteyecek kadar bizi insan yapan tüm hissiyatımızı paramparça eder. Bize topluca reva görülen travmatik eziyetin acısının, zalimin aşağılayıcı tükürüklerinin, işkencede fışkıran kanımızın yanı sıra insanlığın dışına atılmayı arzulayan kendi kusmuğumuz da kimliğimize yapışır. İnsana da insanlığa da güvenimiz kalmaz.” DARBE TOPLUM Emeklemeye zorlama: “Darbeler, toplumsal dinamiklerin kendiliğinden akışının önüne set çeker ve toplumu adeta çocuklaştırırlar. Şimdi tüm gençleri, yetişkinleri, eli ayağı tutan herkesi, bir kararla sadece emekleyerek yürümeye zorlasak, toplumsal hayatta nasıl bir keşmekeş ve gerileme olursa, darbe dönemleri de aslında toplumsal dinamikleri ve toplumsal psikolojiyi o hale getirir ve bu durumdan kurtulmak yıllar ama yıllar alır.”  

Yıldızınız bugün ne söylüyor?

HANDE KAZANOVA'NIN BURÇ YORUMLARI İÇİN TIKLAYINIZ...  

Söz sırası onlarda

HT MAGAZİN Hafta içi her akşam canlı olarak ekrana gelen, ev sahipliğini Habertürk Gazetesi yazarı Balçiçek İlter'in yaptığı “Söz Sende”, yeni haftaya iki isimle merhaba diyecek. İlter ilk bölümde, oyuncu Nur Sürer'le 68 gün süren ve önceki gün sona eren açlık grevlerini konuşacak. İkinci bölümde ise ressam Ahmet Güneştekin stüdyodaki yerini alacak. Ünlü ressam, kendine özgü uslubuyla yarattığı çok özel eserlerinden oluşan “Yüzleşme” adlı sergisini İlter’e anlatacak. Habertürk 17.10

Otel bahçesinde esrarengiz cinayet

HT MAGAZİN Her yıl düzenlenen güzellik yarışmasının hem jüri üyesi hem de sunucularından biri olan Bozok Esenyurt, yarışmanın düzenleneceği otelin bahçesinde, büyük finalden bir gece önce ölü bulunur. Üstelik müdahale etmek isteyen otel doktoru ve güvenlik tarafından bulunduğu yerden taşınmış, olay yeri talan olmuştur. Jüri üyelerinin otelde kalması yasak olmasına rağmen Bozok, finalistlerle aynı otelde kalmayı nasıl başarmıştı? Akşam yemeğinden sonra ortalıkta görünmeyen yarışmanın favorisi Yasemin Yaraman neredeydi? Jüri üyesi Serenay Bingü’nün, Bozok’la alıp veremediği neydi? Yarışmanın en genç finalisti Bade ne saklıyordu? Sponsor ve jüri üyesi olan Hakan Sevenler, Bozok’la neden kavga etmişti? Gerçek olaylardan hareketle çekilen “Kanıt”ın yeni bölümünde bu esrarengiz cinayet vakasının üzerinden sis perdeki kaldırılacak. Kanal D 23.00

İETT gençleşiyor

GAZETE HABERTÜRK İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, İETT Genel Müdürlüğü’nün 2013 Yılı Bütçesi ve Performans Programı’nı onayladı. 2 milyar 71 milyon 669 bin TL’lik 2013 yılı bütçesini Belediye Meclisi’ne, İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı sundu. Baraçlı, 1700 yeni otobüs alımı yaptıklarına dikkat çekerek, “Tamamı yerli olan 1700 yeni otobüsün teslim alınmasıyla İETT filosunun yaş ortalaması 12.5 yıldan 4’e düşmüş olacak” dedi. Bütçenin yaklaşık yüzde 40’ını yatırımların oluşturduğunu vurgulayan Baraçlı, 2013 yılında toplamda 796 milyon 990 bin TL’lik bir yatırım yapmayı hedeflediklerini, yatırımlarda en büyük payı 758 milyon TL ile (yüzde 95) otobüs alımlarının oluşturduğunu söyledi.