24 Ekim 2012 Çarşamba

İslam saatine geçme hazırlığı mı?

BU iş hafiften arapsaçına dönüştü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bir türlü tam kararını veremedi. Her, “Yaz saati uygulaması bu yıl kalıcı olacak” açıklaması yaptığında sevinç çığlıkları atıyorum. Hatta köşemden, “Bu sefer son kararlarıdır inşallah” diye yazmışlığım da var. Hele en son çok kararlı görünüyorlardı bu uygulamayı bitirmeye ama dün gazetelerden okuduğum kadarıyla pazar akşamı yine o hepimizin nefret ettiği, gündüzümüzü gece yapan, içimizi karartan kış saati uygulamasına geri dönüyoruz. ALTI TON ALTIN Tabii bu arada bir de başka tartışmamız var hatırlarsanız. Türkiye’nin saatini ayarladığı boylamı değiştirmek istiyor bakanlık. 1925 yılında çıkarılan yasayla ülkemizin saat ayarı için Greenwich’e göre 30. derecede bulunan meridyen dairesi kullanılıyor. İzmit’ten geçen bu meridyen, ülkemizin birçok Avrupa ülkesiyle aynı saat diliminde bulunmasına yol açıyor. Bu dilim “GMT+2” olarak adlandırılıyor. Değiştirilmek istenen ve ülkenin yeni saat ayarı olması istenen meridyen ise Iğdır’dan geçen 40. Doğu meridyeni olarak ifade ediliyor ki bu da “GMT+3” yani bizi Avrupa’dan bir saat daha uzaklaştıracak olan ülkemizin en uç Doğu noktasındaki meridyen dairesi oluyor. Bu meridyenin bir ucunun da Suudi Arabistan üzerinden geçiyor olması, bundan böyle ülkemizin uluslararası saat düzenlemesinde Atina yerine Riyad ile eşleşmesi anlamına geliyor. Ancak burada bir nokta dikkatimi çekiyor. Önceki gün gazetelerde ilginç bir haber vardı. Suudi Arabistan’da bulunan Kâbe’nin yanındaki Zem Zem Towers binasına inşa edilen Mekke Kraliyet Saati’nin haberiydi bu. Yapımında altı ton altın kullanıldığı belirtilen saat hayli görkemli bir yapı. Ve bu saatin inşasıyla beraber Suudi Krallığı artık Müslüman ülkelerin saatlerini Greenwich Mean Time yerine Islamic Mean Time adı verilen ve bu saat kulesinin referans olarak alınacağı İslami saat uygulamasına göre ayarlamasını istiyor. Gelen haberlere göre El Cezire başta olmak üzere birçok Arap medya organı yayınlarını bu saate göre yapmaya başlamış. Şimdi konumuza geri dönelim. Geçen ay Sabah’ın internet sitesinde yer alan bir habere göre Enerji Bakanlığı ne olduğu tam olarak açıklanmayan “teknik” sebeplerle yaz saati uygulamasının bitirilmesini bir yıl ertelediğini ve uygulamaya 2014 yılında geçileceğini açıklamış. Yine haberlere göre Enerji Bakanlığı kararını kesin olarak vermiş ve yasa Türkiye’nin saati 45. Doğu meridyenine göre ayarlanır şeklinde değiştirilecekmiş. Bu kararla birlikte fiili olarak saatimizi “IMT” yani İslam saatine göre ayarlar hale geleceğiz gibi görünüyor. Bu fikir ilk ortaya çıktığında uluslararası ticaret yapanlar ve finans merkezlerinde çalışanlar ayağa kalkmış ve çeşitli ticaret odaları açıklama yaparak ülkenin ticaretini böylesi bir kararın çok zora sokacağı yönünde beyanlarda bulunmuşlardı. SEMBOLİK GİRİŞİM Görünüşe göre bakanlık geri adım atmayacak ve bu tartışmaların unutulmasını bekleyip 2014 yılında ülkenin saatiyle oynayacak. Bu da ülkemizin yüzünün Avrupa’ya mı yoksa Arap dünyasına mı döneceğinin belki de son ve en önemli sembolik girişimi olacak. Bir sinema filminde bile İstanbul’un arka sokaklarını çekip çarşaflı kadınlar gösterildiğinde, “Burayı Arap ülkesi gibi gösteriyorlar, İstanbul’un Avrupai yerlerini niye göstermiyorlar?” diye ayağa kalkanlar bakalım buna ne diyecekler?.. iPad Mini satar mı?  ÖNCEKİ akşam bir Apple tanıtımı daha vardı. Tanıtımın en önemli parçası ne iMac’te yapılan teknolojik geliştirmeler ne de iPad güncellemesiydi. Herkesin merakla beklediği aygıt iPad Mini idi. Ve hakikaten teknolojik olarak beklentileri karşılayan çok şık bir cihaz çıktı ortaya. Hem 1024x768 çözünürlüğü hem de 7.9 inç ekranıyla ele kolayca sığan ve bir yandan da görüntü kalitesinden ödün vermeyen cihazın en büyük silahı, iPad için yapılmış olan tüm uygulamaların herhangi bir çözünürlük problemi yaşamadan ve program geliştiricilerin güncelleme yapmasına gerek kalmaksızın yeni cihazda çalışabilecek olması. DELİRMİYORUM Yeni miniğin biz Türk kullanıcılar ile arasındaki en büyük engel ise fiyatı olacağa benziyor. Zaten biz ülke olarak cihazın ilk satılacağı ülkelerde yokuz ama Amerika için belirlenen başlangıç fiyatı sim kartsız 16 GB model için 329 dolar olarak belirlenmiş. Sim kartlı model ise 459 dolardan başlıyor ki biliyorsunuz sevgili vergilerimiz devreye girdiğinde fiyatlar nasıl da büyüyor bizde. Bu da “O fiyatlarla bir miniğini almaktansa 9.7 inç ekrana sahip olan iPad’i almak daha mantıklıdır” cümlesini kurduracak gibi geliyor bana. Üstelik bu tip cihazlarda Nexus 7 ve Amazon Kindle Fire gibi 200 dolardan başlayan fiyatlara satılan çok başarılı Android örnekler de mevcut. Ancak Apple her zamanki pazarlama stratejisiyle kendi cihazını alüminyum kaplamasından başlayarak pazarın en lüks ürünü olarak konumlandırmaya çalışacak. Kendi adıma uzaktan fotoğraflarına baktığımda satın almak için delirmediğim bir mini tabletle karşı karşıyayım. Yeni nesil A6 işlemcili iPad daha mantıklı bir seçim gibi duruyor. En azından bu fiyatlarla. MUTLU BAYRAMLAR BEN bu sabah yıllar sonra ilk kez baba evimde uyanacağım bayrama. Babam namazdan yeni gelmiş olacak. Annem çoktan kavurmayı pişirmiş olacak. Kardeşimle babamın, annemin elini öpeceğiz. İçimiz mutluluk ve huzur dolacak. Eminim sizin evlerinizde de farklı olmayacak genel akış. Bayram sabahı içimizi dolduran huzur ve mutluluk evlerimizden eksik olmasın. Hepinize hayırlı bayramlar dilerim...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder